26 Eylül 2025 Cuma

Daha Fazla Farkındalık Ve İyi İletişim İstiyorsanız Neden Olmasın?



Farkındalıkta danışmanlık desteği neler kazandırır?



Günlük hayatın stresinden arınmak, uzaklaşmak için farklı yöntemler denenmekle birlikte kimi zaman bir uzmandan destek almakta istenebilir. İşte bu uzman kişiler psikolojik danışmanlık yapan kişiler olarak kendilerinden destek almak isteyen kişinin kendini daha iyi anlaması, farkındalıklarının artması ve problemlerinin neler olduğunu anlayarak onlar için çözüm üretebilmesine yardımcı olurlar. Bu sayede kişi daha sağlıklı kararlar alabilir, çevresiyle daha uyumlu olarak sağlıklı iletişim kurabilir.



Farkındalık Kazanmak Mümkün


Psikolog kimdir?



Psikolog; üniversitelerin 4 yıllık eğitim veren psikoloji bölümünde eğitim alarak mezun olan uzman kişilerdir. Bu bölümden mezun olan uzmanlar hastanelerde, özel kliniklerde okullarda görev alabilmektedirler. Çocukların gelişim veya ergenlik döneminde bu desteği alabiliyor olması ilerleyen dönemlerdeki sorunlarla baş edebilmeleri için oldukça faydalıdır.



Rehberlik etmek ne demek değildir?



Danışmanların aynı zamanda rehberlik ettiğinden de bahsetmiştik. Peki, rehberlik aynı zamanda ne demek değildir? Sorusuna da cevap vermek gerekir. Çünkü rehberlik bireyin yerine direk kararlar vermek veya çözümleri direk söylemek anlamına gelmemektedir. Özetle maddelemek gerekirse:



 - Rehberlik demek, bireyin veya çocuğun direk elinden tutup yürütmek ve tüm ihtiyacı olanları vermek değildir.



 - Her sorunda korumaya çalışmak, her sıkıntılı durumdan kurtarmaya çalışmak ve doğrudan yardım etmek değildir.



 - Bireye ya da çocuğa, nasihatta bulunmak, telkin veya tavsiyelerde bulunmak değildir.



 - Rehberlik, bir takım testlerle, anketlerle dosya doldurmak değildir.



 - Okulda görevli olduğu süre içerisinde, disiplini sağlamaya çalışmak veya öğrencileri kontrol ederek tehdit etmek değildir.



 - Rehberlik, öğrencilerle ahbaplık etmek değildir.



 - Bilgiler doğrultusunda ikna etmeye çalışmak ya da çocukların davranışlarını etkilemeye çalışmak değildir.



Farkındalık nedir?


Danışmanlık desteği neler kazandırır?



Günlük hayatın stresinden arınmak, uzaklaşmak için farklı yöntemler denenmekle birlikte kimi zaman bir uzmandan destek almakta istenebilir. İşte bu uzman kişiler psikolojik danışmanlık yapan kişiler olarak kendilerinden destek almak isteyen kişinin kendini daha iyi anlaması, farkındalıklarının artması ve problemlerinin neler olduğunu anlayarak onlar için çözüm üretebilmesine yardımcı olurlar. Bu sayede kişi daha sağlıklı kararlar alabilir, çevresiyle daha uyumlu olarak sağlıklı iletişim kurabilir.



Bütün bunların olumlu yönde ilerlemesiyle hem iş hem de sosyal hayatta daha fazla keyif alarak günlerin ve yaşamın devam etmesi sağlanır. Danışman ve danışan arasında karşılıklı iletişimle devam ettirilen bir süreçtir. Süreç içerisinde danışan kişinin kendisi ve çevresine olumlu yönde daha etkili davranışları geliştirebilmesi, sergilediği tutumların farkına vararak kendisini daha hissetmesi söz konusudur. Danışan kişinin, kendisi için en verimli şekilde seçimleri yapabilmesi, olayları yorumlayabilmesi ve yapacağı planlar hakkında kara verebilmesi için gerekli olan bilgi, beceri ve yeteneği kazanması için aynı zamanda rehberlik edilmiş olunur. Cesur danışmanlık uzmanları tüm bunlarla ilgili soruların cevabı ve üst düzeyde bireye faydayı sağlamak için sürekli yeni araştırmalar yapar ve sunarlar.



İşte tüm bunlar ve daha fazlasıyla ilgili destek almak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilir, hem hizmetlerimiz ve danışmanlarımızla ilgili hem de şanlıurfa psikolog fiyatları ile ilgili bilgi alabilirsiniz.





Yasal Uyarı !



www.farukcesur.com.tr adresinde yer alan bilgiler, psikoloğun yapacağı yüz yüze görüşmenin bir alternatifi değildir. Web sitemizde bulunan tüm içerikler web sitemize gelen ziyaretçileri bilgilendirmek amacı ile hazırlanmaktadır. Sitemizde yer alan tüm bilgiler (Blog Yazıları, makaleler, sayfalar), hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini almaz. Site içerisinde bulunan bilgiler tamamen bilgilendirme amaçlıdır.



Sitemizden yola çıkarak herhangi bir ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinizin değiştirilmesi kesinlikle tavsiye edilmez ve önerilmez. Web site içeriğimiz kişisel teşhis ya da kişisel tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Bu bilgilendirme kesinlikle bir psikoloğun danışanıyla görüşmesi yerine geçmez. Bu sitedeki içerikler bilgilendirme amaçlı olup, tedavi yerine geçmez. Tanı ve müdahale ve destek için lütfen uzman desteğine başvurunuz. İntihar veya ölüm düşüncesi veya riskiniz varsa derhal 155 ve 112’yi arayınız. Sitede Türkiye Cumhuriyeti kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.




https://www.farukcesur.com.tr/farkindalik/?fsp_sid=1200

19 Eylül 2025 Cuma

Nomofobi: Telefonsuz Kalma Korkusu



Bu yazımda sizinle nomofobi yani telefonsuz kalma korkusunu hakkında bilgiler vereceğim. Günümüzde teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte, cep telefonları artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak bazı insanlar için bu bağımlılık boyutuna ulaşabilir ve telefonsuz kalmaktan büyük bir korku duyar hale geldiler. İşte bu durumun adı nomofobi olarak bilinir. Nomofobi nedir, belirtileri nelerdir, nasıl teşhis edilir ve kimler risk altındadır gibi soruların cevaplarını bu yazımda bulacaksınız. Ayrıca, korunma yolları ve tedavi yöntemleri hakkında da detaylı bilgiler paylaşacağım.



Nomofobi Nedir?



Modern teknolojinin yaygınlaşmasıyla birlikte ortaya çıkan ve kişilerin cep telefonlarından uzak kalmaktan duydukları aşırı korkuyu ifade eden bir terimdir. Cep telefonları artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir ve bu durum nomofobiye zemin hazırlamaktadır.



Belirtileri arasında sürekli olarak telefon kontrolü yapma, telefonun başından uzaklaştığında endişe duyma ve panik atak gibi ruhsal belirtiler bulunmaktadır. Bu korku, kişinin gündelik yaşamını olumsuz etkileyebilir ve sosyal ilişkileri zarar görebilir.



Nomofobi'nin teşhisi genellikle kişinin psikolojik durumu, çevresel faktörler ve cep telefonu kullanım alışkanlıkları göz önünde bulundurularak konulmaktadır. Kişinin ruh sağlığını olumsuz etkileyen belirtiler varsa, bir uzmana başvurarak destek alması çok önemlidir.





Belirtileri Nelerdir?



Günümüzde yaygın bir sorun halindedir ve belirtileri genellikle diğer kaygı bozukluklarıyla benzerlik gösterir. Bu korku ve endişenin belirtileri arasında sürekli olarak telefonunu kontrol etme ihtiyacı, telefon olmadan yalnız hissetme, sürekli olarak telefonunun yanında olması, sosyal etkileşimlerde zorlanma, uyku problemleri ve konsantrasyon eksikliğini sayabiliriz.



Kişinin günlük yaşamını etkiler ve sosyal ilişkilerinde sorunlara neden olabilir. Bu sebeple belirtilerin farkına varmak ve gerektiğinde profesyonel yardım almak önemlidir. Ayrıca bu belirtiler sürekli hale geldiğinde bu alanda daha önce çalışmış uzmana danışmanın faydalı olabileceği unutulmamalıdır.



Belirtileri genellikle kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve belirtiler zamanla değişebilmektedir. Bu nedenle bu belirtileri dikkatlice gözlemlemek ve gerektiğinde tedavi sürecini başlatmak gerekir. Unutmamak gerekir ki, kendi sağlığımızı ihmal etmemek ve duygusal ihtiyaçlarımıza gereken önemi vermek her zaman en öncelikli konudur.



Nasıl Teşhis Edilir?



İnsanların sürekli olarak telefonlarıyla bağlantıda olma ihtiyacı hissetmelerine dayanan bu korku, hayatlarını olumsuz yönde etkileyebilir. Peki, nomofobi nasıl teşhis edilir?



Teşhisi için kişinin sürekli olarak telefonunu yanında taşıma ihtiyacı hissetmesi, telefonunu kullanamadığı zamanlarda huzursuz ve endişeli hissetmesi, telefonu olmadan nasıl bir güvensizlik hissi yaşadığını fark etmesi gibi belirtilerin gözlemlenmesi gerekmektedir.



Bunun yanı sıra, nomofobi testleri de yapılarak kişinin teknoloji bağımlılığı seviyesi ölçülebilir. Bu testler genellikle uzmanlar tarafından yapılmakta olup, kişinin telefon kullanım alışkanlıkları ve psikolojik durumu değerlendirir.



Kimler Risk Altındadır?



Gençler: Gençler, sosyal medya ve dijital teknolojilere daha fazla maruz kaldıkları için risk daha yüksektir. Akıllı telefonları sürekli olarak kullanma ihtiyacı hisseden gençler, bu korkuya daha yatkındır.



Çalışanlar: Yoğun iş temposu altında çalışanlar, akıllı telefonlarını iş hayatlarında sıkça kullanmak zorunda oldukları için nomofobi riski altında olabilirler. Sürekli olarak mesajlara ve maillere cevap verme gerekliliği çalışanları bu korkuya sürükleyebilir.





Tedavi Yöntemleri Nelerdir?



Bu bağımlılığın tedavisinde birçok farklı yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemlerin başında psikoterapi hizmeti gelmektedir. Psikoterapi, bireyin nomofobi nedenlerini anlamasına ve yönetmesine yardımcı olabilir.



Diğer bir tedavi yöntemi ilaç tedavisi olabilir. Nomofobi, bazı durumlarda anksiyete veya depresyon gibi psikolojik sorunlarla ilişkilendirilebilir. Bu durumlarda uzman doktorlar ilaç tedavisi önerebilir. Hipnoterapi ve meditasyon gibi alternatif terapi yöntemleri de tedavide etkili olabilir.



Ayrıca, teknoloji kullanımını azaltma, mindfulness ve spor gibi aktivitelerle desteklenen tedavi yaklaşımları da başarılı sonuçlar verebilir. Tedavi yöntemleri bireyin yaşadığı nomofobi düzeyine ve semptomlarına göre farklılık gösterebilir. Bu nedenle, bir uzmana danışarak kişiye özel bir tedavi planı oluşturulması önemlidir.



Nomofobiden Korunma Yolları



1. Telefon Kullanımını Sınırlandırma: Telefon kullanımını belirli saat aralıklarına sınırlamak, sürekli olarak telefona bakma alışkanlığını azaltabilir. Günlük olarak belirli bir telefon kullanım süresi belirleyerek bu konuda disiplinli olmak faydalı olacaktır.



2. Alternatif Aktiviteler Bulma: Telefon bağımlılığını azaltmak için telefon kullanımı dışında yapılacak aktiviteler bulmak önemlidir. Kitap okumak, spor yapmak, doğada vakit geçirmek gibi etkinliklerle telefon kullanımını azaltabilir ve nomofobiden korunabilirsiniz.



3. Teknoloji Detoks yapma: Belirli aralıklarla teknolojik cihazlardan uzak kalmak, zihinsel ve ruhsal olarak dinlenmenize yardımcı olabilir. Haftada bir gün ya da belirli saat aralıklarında telefon ve diğer teknolojik cihazlardan uzak durarak nomofobiden korunabilirsiniz.





Korunma YoluNasıl Yapılabilir?
Telefon Kullanımını SınırlandırmaBelirli saat aralıklarına sınırlamak
Alternatif Aktiviteler BulmaKitap okuma, spor yapma gibi etkinliklerle telefon kullanımını azaltma
Teknoloji Detoks YapmaHaftada bir gün ya da belirli saat aralıklarında teknolojik cihazlardan uzak durma




Sık Sorulan Sorular



Nomofobi nedir?

Teknoloji bağımlılığı olarak da bilinen bir durumdur ve kişinin cep telefonundan uzak kalma korkusu olarak tanımlanır.

Nomofobi hangi belirtilere sahiptir?

Belirtileri arasında sürekli olarak telefon kontrol etme isteği, panik atağa benzeyen tepkiler verme, telefonun yanında olmadığında endişe ve huzursuzluk hissetme gibi durumlar bulunmaktadır.

Nomofobinin sebepleri nelerdir?

Genellikle teknoloji ve sosyal medya bağımlılığından kaynaklanır. Aynı zamanda çocukluk veya gençlik dönemlerinde yaşanan travmatik deneyimler de neden olabilir.

Nomofobi nasıl tedavi edilir?

Tedavisi genellikle terapi ve danışmanlık yöntemleri ile gerçekleştirilir. Kişinin telefon kullanım alışkanlıklarını değiştirmesi ve bağımlılığıyla baş etme stratejileri geliştirmesi sağlanır.

Nomofobiye yakalanan kişiler ne gibi önlemler alabilir?

Bu sorunu yaşayan kişiler, telefonlarını belirli sürelerle kapatarak teknolojik araçlardan uzaklaşabilir, spor ve sosyal aktivitelere yönelebilir ve dozunda telefon kullanımı sağlayabilir.

Nomofobi sonucunda ortaya çıkabilen sorunlar nelerdir?

Kişinin sosyal ilişkileri zayıflayabilir, duygusal sorunlar yaşayabilir, konsantrasyon ve uyku düzeninde bozulmalar meydana gelebilir.

Nomofobi konusunda bilinmesi gerekenler nelerdir?

Gençler arasında daha sık görülen bir durumdur. Ayrıca teknoloji ve internet kullanımının artmasıyla birlikte yaygınlaşmaktadır. Sağlıklı bir iletişim ve sosyal yaşam için nomofobiye karşı dikkatli olmak önemlidir.




Yasal Uyarı !



www.farukcesur.com.tr adresinde yer alan bilgiler, psikoloğun yapacağı yüz yüze görüşmenin bir alternatifi değildir. Web sitemizde bulunan tüm içerikler web sitemize gelen ziyaretçileri bilgilendirmek amacı ile hazırlanmaktadır. Sitemizde yer alan tüm bilgiler (Blog Yazıları, makaleler, sayfalar), hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini almaz. Site içerisinde bulunan bilgiler tamamen bilgilendirme amaçlıdır.



Sitemizden yola çıkarak herhangi bir ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinizin değiştirilmesi kesinlikle tavsiye edilmez ve önerilmez. Web site içeriğimiz kişisel teşhis ya da kişisel tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Bu bilgilendirme kesinlikle bir psikoloğun danışanıyla görüşmesi yerine geçmez. Bu sitedeki içerikler bilgilendirme amaçlı olup, tedavi yerine geçmez. Tanı ve müdahale ve destek için lütfen uzman desteğine başvurunuz. İntihar veya ölüm düşüncesi veya riskiniz varsa derhal 155 ve 112’yi arayınız. Sitede Türkiye Cumhuriyeti kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.
















https://www.farukcesur.com.tr/nomofobi-telefonsuz-kalma-korkusu/?fsp_sid=1186

17 Eylül 2025 Çarşamba

Ruh Sağlığını Korumak İçin 5 Öneri



Oldukça yoğun ve yorucu bir dünyada yaşıyoruz. Gelişen teknoloji, insanoğlunun işlerini her ne kadar kolaylaştırıyor olsa da, yaşadığımız yoğunluk bir türlü azalmıyor, her geçen gün daha da artıyor.



Modern hayatın beraberinde getirdiği yüksek tempo ile yaşamaya çalışırken, zihin sağlığını muhafaza etmek, ruh sağlığını korumak biraz daha zorlaşıyor. Günümüzde, depresyon, stres, anksiyete artık sıradanlaşmış rahatsızlıklar olarak karşımıza çıkıyor ve kime sorsanız stresli, kime dokunsanız depresyonda. Akıl ve ruh sağlığını korumak, daha iyi kararlar alabilmek, daha pozitif hissetmek, insanlarla daha sağlıklı ilişkiler kurabilmek ve mutlu olabilmek için en önemli etkenlerin başında geliyor. İşte size, ruh sağlığınızı koruyabilmenizi kolaylaştıracak birkaç öneri.



Ruh Sağlığını Korumak;



1-) Sağlıklı Beslenin



Ünlü diyetisyen Naomi Mead, protein ve lif açısından zengin besinlerin, ruh sağlığına önemli katkısı olduğunu söylüyor. Ruh sağlığı için, taze meyve ve sebzelerin daha sık ve düzenli olarak kullanılması gerekliliğinin altını çiziyor. Sıvı açısından zengin besinlerin, zihin gücünü %20 attırdığı, yapılan araştırmaların neticesinde ortaya konmuştur. Muz ve çiğ fındık gibi besinler de mutluluk verici gıdalardır.



2-) Sessiz Bir Ortam Bulun



sessizlik-ve-sukunet
Ruh sağlığınızı korumak için, sükuneti ve huzuru hissedeceğiniz ortamlarda bulunmaya özen gösterin.


Gün boyunca gürültü içinde yaşıyoruz ve artık gürültü günlük hayatımızın bir parçası olmuş durumda. Biz farkına varamasak da gürültü, ruh sağlığımıza ciddi zararlar veriyor. Trafik, korna sesleri, insanların bağrışmaları ve yüksek sesli konuşmaları, televizyonlar, megafonlar derken gürültü içinde boğuluyoruz. Sessizlik ve dinginlik ruhumuzun temel ihtiyaçlarından biridir. Her gün mutlaka sessizliği sağlayabileceğiniz bir ortamda kendinizle baş başa kalmanız, size iyi gelecektir.



Bu sessizlik dakikalarında düşüncelerinizi gözden geçirmek için zamanınız da olacak. Günlük hayatta bazen sağlıklı düşünemeyebiliyoruz. Alacağımız kararlarla ilgili olarak, sükunete ayırdığımız bu zaman dilimini değerlendirebiliriz.



3-) Ruh Sağlığını Korumak İçin Stresten Kaçının



ruh-sagligini-korumak
Modern çağın en büyük problemlerinden biri stres...


Stres, çağımızın en önemli ve yaygın rahatsızlıklarından biri ve hem zihin, hem beden sağlığına zarar veriyor. Ruh sağlığını korumak, biraz da bu kadar yaygın bir hale gelen stresten korunmaktan geçiyor. Stres, aşırı yorgunluk, depresyon, olumsuz duygular, saç dökülmesi, kilo kaybı veya kilo alma, kısırlık, kas ağrıları ve iç organlarda aksaklıklara neden olabilen ciddi bir durumdur. Öncelikle hayatımızda strese neden olan şeyleri tespit etmekle işe başlamalı ve bu durumlardan korunmanın yollarına bakılmalıdır. Günlük düzenli yürüyüşler, egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek, sürekli olumsuz düşünceler besleyen insanlardan uzak kalmak, sağlıklı bir beslenme ile stresten kendinizi koruyabilirsiniz.



4-) Zihninizi Açık Tutun



Bulmacalar, yap-bozlar, zihni çalıştıran zeka oyunlarıyla zihninizi sürekli aktif halde tutun. Düzenli kitap-dergi okuma alışkanlığı edinin. Zihninizi atıl durumda bırakmayın ve sürekli işlemesini sağlayın. Unutulmamalıdır ki kitap okumak, boş zamanları değerlendirmek için yapılacak bir faaliyet değildir. Okumak, günlük rutinlerimizden biri olmalıdır. Ruh sağlığını korumak, aktif bir zihinle mümkündür.



5-) Konuşun



Tıkandığınız, zorlandığınız durumlarda sevdiklerinizden, fikir ve görüşlerine önem verdiğiniz insanlardan, uzmanlardan destek istemeyi bir acizlik ve zayıflık göstergesi olarak düşünmeyin. Bazen farklı bakış açıları, ufkunuzu açabilir ve sağlıklı kararlar almanıza yardımcı olabilir. Bu sebeple, insanlarla konuşmaktan çekinmeyin. İnsanlarla ilgili yaşadığınız problemleri, konuşarak çözmeye çalışın ve içinizde biriktirmeyin. Biriken olumsuz duygular, ileride daha büyük duygusal patlamalara ve psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir. Sabırla, anlayışla, herkesi kendi konumunda kabul ederek sorunlarınıza çözümler üretin.



Ruh Sağlığını Korumak Neden Önemli?



Ruh sağlığını korumak, beden sağlığını da korumanın birinci kuralı ve ilk adımıdır. Fiziksel rahatsızlıkların neredeyse tamamına yakını, ruhsal bozukluklardan kaynaklanır. Stresin, depresyonun, kaygı bozukluklarının, anksiyetenin, günümüz modern toplumunun ciddi bir bölümünde görülmesi, beraberinde birçok fiziksel hastalığı da doğurmuştur. Bu nedenle ruh ve zihin sağılığımızı korumak, beden sağlığımızı da korumak anlamına gelir. Vücudumuzu bir bütün olarak düşündüğümüzde ve her organın bir biriyle bağlantılı olduğunu idrak ettiğimizde bunun önemini çok daha iyi kavrıyoruz.



Bu nedenle ruh sağlığımıza büyük bir önem vermeli, “el-alem ne der” kalıbından sıyrılarak gerektiği taktirde uzmanlardan yardım almaktan geri durmamalıyız.




https://www.farukcesur.com.tr/ruh-sagligini-korumak/?fsp_sid=1172

15 Eylül 2025 Pazartesi

Ergenlik Dönemi ve Anne-Baba Tutumları



Ergenlik dönemi, çocukların gelişim dönemleri içinde anne-babaları en çok zorlayan dönemdir. Çocuklarda bu dönemde yaşanan fiziksel ve ruhsal değişimler, ebeveynler ile çocuk arasındaki iletişimi zaman zaman güçleştirir. En başta söylemek gerekir ki, her gelişim döneminde olduğu gibi, ergenlik döneminde de anne-babalar sabırlı ve anlayışlı olmak mecburiyetindedir.



Kızlarda 10-11, erkeklerde ise 11-12 yaşlarında başlayan ergenlik dönemi, çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemidir. Ergenlik her çocuk için kendine has ve özel bir süreçtir. Bu nedenle genel geçer bilgilerle birlikte, kendi çocuğumuzu iyi tanıyarak bu dönemi en zararsız şekilde atlatmaya bakmalıdır.



Ergenlik Dönemi Belirtileri



Ergenlik döneminde kız ve erkek çocuklarında birbirinden farklı değişimler gözlemlenir.



Kız çocukları;
Göğüste büyüme
Genital bölgede ve koltuk altlarında tüylenme
Adet kanamasının görülmeye başlanması



ergenlik-doneminde-anne-baba-tutumlari
Ergenlik döneminde çocuklar, dış görünümlerine daha çok özen gösterir.


Erkek çocukları;
Yumurtalık bölgesinde hacmin büyümesi
Genital bölgede ve koltuk altlarında tüylenme ve genital bölgede rengin koyulaşması
Seste kalınlaşma (genellikle 13-14 yaşlarında başlar)



Erkek çocuklarında ergenlik dönemi genellikle 14-15 yaşlarına gelindiğinde, kız çocuklarında ise 13 yaşlarında tamamlanır. Bu dönem fiziksel açıdan bu yaşlarda tamamlansa da, ruhsal gelişim açısından 20 yaşlarına kadar devam edebilir. Ergenlik süreci, cinsiyete, ırka, genetik özelliklere, beslenme ve kiloya, sportif faaliyetlerde bulunmaya, psikolojik ve sosyal duruma göre değişiklik gösterir.



Erken ergenlik nedir?



kiz-cocuklarinda-ergenlik-donemi
Erken ergenlik dönemi, kızlarda çok daha fazla görülür.


Ergenlik döneminde görülmesi gereken özelliklerin, kız çocuklarında 8, erkek çocuklarında ise 9 yaşından önce görülmeye başlanması, erken ergenlik dönemi olarak adlandırılır. Erken ergenlik, kız çocuklarında erkek çocuklarına nazaran daha çok görülür. Bu durum hormonlardan, fazla kilodan, genetik özelliklerden, endokrin bozuculardan, elektromanyetik alana maruz kalmaktan, anne-babadan ayrı kalmak gibi faktörlerden kaynaklanabilmektedir. Erken ergenlik herhangi bir rahatsızlıktan kaynaklanıyorsa, 28 günlük veya 3 aylık olarak uygulanan ergenlik aşısı ile tedavi edilebilir.





Nefes Egzersizi Nedir?Günlük Hayatta Stresi Önlemenin 10 Yolu
Aile ve Çocuk İletişimiKonfor Alanınızdan Nasıl Çıkabilirsiniz?


Ergenlik Döneminde Anne-Baba Tutumları



Bu dönemde yaşanan iletişim sıkıntılarının genel nedeni, anne-babaların yeterli bilgiye sahip olmaması ve çocuklarına nasıl davranacakları konusunda yaşadıkları tereddütlerdir. Anne-babalar öncelikle bu dönem hakkında yeterli bilgiye sahip olmalıdır. Çocukların fiziksel değişimlerinin yanı sıra, yaşadıkları duygusal ve zihinsel değişimlere ebeveynlerin doğru bir yaklaşım gösterememesi, anne-baba ile çocuk arasında duygusal uzaklaşmalara neden olabilir.
Kendini tanıma sürecine giren çocuğun, bu dönemde ailesinden kısmen uzaklaşması, arkadaşlarına daha fazla önem vermesi, kendini bir gruba dahil etme çabaları, normal olarak görülmelidir. Ailenin dikkat etmesi gereken en önemli şey, yanlış arkadaşlıklar kurmalarının önüne geçmektir. Elbette bizim için yanlış olan arkadaş seçiminin onlar için normal görülebileceğini unutmayarak çocuklarımıza yaklaşmalıyız. Koruma içgüdüsü ile yanlış tavırlardan sakınmalı, onlara arkadaşını kötülemekten ziyade neden yanlış seçim olduğu doğru bir ifade biçimiyle anlatılmalıdır.



ergenlik-donemi
Anne-babalar bu dönemde büyük bir hassasiyet içinde hareket etmelidir.


Çocukların ergenlik dönemi içindeyken giydikleri kıyafetler, saç stilleri, konuşma biçimleri değişebilir. Bunun nedeni, çocuğun arkadaş ortamında kabul görme isteğidir. Ebeveynler çocuklarındaki değişimlere bu bakış açısı ile yaklaşabilirse, yaşanılacak çatışmalar en aza indirgenecektir. Çocuklar bu dönemde dış görünümlerine çok büyük bir önem verirler ve özen gösterirler. Gereksiz tartışmalardan kaçınmak için, onların dış görünüşleri ile ilgili eleştiriler yapmaktan vazgeçmeliyiz.



Bu dönemde ders başarısının düşmesi zaman zaman karşılaşılan bir durumdur. Çocuklar, verimli ders çalışma teknikleri konusunda bilgilendirilmeli ve desteklenmelidir.



Yine ergenlik döneminde çocuklar kendi fikirlerinin doğru olduğunu düşünür. Bu nedenle onlara bazı şeyleri kabul ettirmek mümkün olmayabilir. Bu nedenle yine ciddiye alınamayacak konularda onlarla tartışmaya girmek gereksizdir. Soğukkanlı olmak ve sabırla yaklaşmak doğru olacaktır.



Ergenlik döneminin sağlıklı bir biçimde geçmesi için anne-babalar çocuklarını dinlemeli, onlarla gerektiğince konuşmalı, fikirlerine saygılı olmalıdır. Onların bu bireyselleşme çabasına destek olmak, anne-babaların bu dönemde en önemli görevlerinden biridir.



Sözlerini kesmemek, karşılarında sesimizi yükseltmemek, sakince konuşmak, onların da keyif alacağı aktiviteler içinde bulunmak, bu dönemin daha az sorunla atlatılmasını sağlayacaktır. Bizimle nasıl konuşmalarını istiyorsak, biz de onlarla o şekilde konuşmalıyız.



Anne-babaların bütün tutum ve davranışları, ileride onların nasıl birer bireyler olacağına direk etki etmektedir. Bu nedenle hassasiyet içinde yaklaşmalı, bütün gelişim dönemlerinde bizleri rol-model aldıkları unutulmamalıdır.




https://www.farukcesur.com.tr/ergenlik-donemi/?fsp_sid=1158

13 Eylül 2025 Cumartesi

Konfor Alanınızdan Nasıl Çıkabilirsiniz? | 2021



Başarılı ve mutlu bir insan olmanın ilk ve en önemli adımı konfor alanından çıkmaktır. Ancak, ilk adımı atmak genelde çok zordur. Hayatınızda yeni bir şeyler denemek ilk etapta gözünü korkutabilir. Konfor alanınızın dışına çıkmak risk almanıza ve korkularınıza meydan okumanıza yardımcı olur. Böylece uzun vadede daha mutlu bir insan  olabilirsiniz.



Konfor Alanı Nedir?

Konfor alanı; bireyin en az risk altında hissettiği ve yine en az gayret ile bir hayatımızı sürdüğü alanın adıdır. Konfor alanını işte, evde hatta okul sıralarında aynı yerde oturmamızdan tutun yediğimiz yemeklerin sürekli aynı olmasından, evimize ve işimize giderken kullanılan güzergâhlarımızın aynı olmasına kadar geniş bir alanın içerisinde yer alır.


Konfor Alanından Çıkmanın Pratik Yolları



Konfor alanından çıkmak için öncelikle olumlu düşünmelisiniz. Ayrıca, sonrasında elde edebileceğiniz kazanımları gözünüzde canlandırmalısınız. Bu sayede motive olmanız oldukça kolaylaşır. Konfor alanından çıkmak için aşağıdaki pratik yolları deneyerek önemli mesafeler kat edebilirsiniz.



1. Konfor Alanından Çıkmak İçin Yeni Hedefler Belirleyin



Konfor alanından çıkabilmeniz için belirli amaçlarınız olmalıdır. Bu amaçları tespit ettikten sonra not almanız oldukça faydalı olur. Bu yazılı hedefleri zaman zaman kendinize hatırlatıcı faktör olarak kullanabilirsiniz. Böylece, hedeflerinize yönelik motivasyonunuzu uzun süre koruyabilirsiniz.



Hayaliniz yeni bir iş kurmak, farklı bir ülkeye taşınmak veya yabancı dil öğrenmek olabilir. Bu hayallerinizi gerçekleştirmek başlangıçta çok zor gelebilir. Ancak, bunları yazılı hale getirerek yeni çözüm yolları bulabilirsiniz. Böylece, konfor alanından çıkmanız daha kolay hale gelir.



2. Önce Zor Olan Aktivitelerden Başlayın



Bazı aktiviteler veya hedefler size zor gelebilir. Bu zorluğun üstesinden gelmenin en iyi yolu zor olan aktiviteyi hemen yapmaktır.



Ayrıca, hoşunuza gitmeyen ve zor olan aktivitelerin bir listesini yapmak oldukça faydalıdır. Böylece, sürekli yeni hedefler belirlemeniz ve plan yapmanız kolaylaşır.



3. Hedeflerinizi Küçük Adımlara Bölün



Tamamlamak istediğiniz aktivitelerin ya da ulaşmak istediğiniz hedeflerin hepsini aynı anda yapmanıza gerek yoktur. Bu nedenle hedeflerinizi küçük adımlara bölmeli ve korkularınızı yavaş yavaş yenmeyi denemelisiniz.



Eğer herhangi bir spor dalında başarılı olmak istiyorsanız her gün düzenli bir şekilde antrenman yapmalısınız. Belki de yeni bir beceri geliştirmek istiyorsanız uzun vadeli düşünmeli ve her gün yeni bilgiler öğrenmeye çalışmalısınız.



konfor alanınız


4. Başarısız Olmaktan Korkmayın



Konfor alanınızdan çıkmanızı engelleyen en büyük faktörlerden biri de başarısızlık korkusudur. Ancak, zorluklar karşısında mücadele etmeniz gelişiminiz için birer fırsattır. Başarısızsızlık ihtimaline odaklanmak yerine başarılı olmayı hayal edin. Böylece konfor alanınızın dışına çıkarak yeni bir şeyler deneyebilirsiniz.



Konfor alanından çıkma fikrini hayatınızı olumlu yönde değiştirmek için bir fırsat olarak görmelisiniz. Örneğin, yabancı dil öğrenmek veya iş yaşamınıza etki edecek yeni bir eğitim almak ilk etapta zor gibi gelebilir. Ayrıca, bu becerileri edinseniz bile yaşamınız için katkısı olmayacağını düşünebilirsiniz. Fakat, sonucun olumlu olacağını, işyerinde terfi aldığınızı düşünerek olumlu sonuçlara yoğunlaşmalısınız.



Diğer yandan başarısızlık korkusunu yenmek için kendi kendinize olumlu konuşmalar yapmayı deneyebilirsiniz. Bu yöntem özgüveninizi artırmak için oldukça etkilidir. Başarısız olsanız bile sizin için önemli katkıları olacağını düşünmeli ve konfor alanınızdan çıkıp harekete geçmelisiniz.



5. Faydalı Alışkanlıklar Geliştirin



Bazı alışkanlıklar sizin konfor alanından çıkmanızı engeller. Bu alışkanlıkları tespit etmeli ve hayatınızı monoton hissetmenize yol açan noktaların farkına varmalısınız. Örmeğin, çok fazla televizyon izlemek, sosyal medyada uzun süre vakit geçirmek ve ödevlerinizi yapmak yerine arkadaşlarınızla gezmek size daha cazip gelebilir. Ancak, bu alışkanlıklardan kurtulup faydalı alışkanlıklar edinmezseniz konfor alanınızdan kurtulmak çok zordur.



Faydalı alışkanlıklar edinmek için her gün belli bir alanda küçük adımlar atmalısınız. Örneğin yeni bir hobi ya da beceri edinmek için her gün rutin bir zaman ayırmaya çalışmalısınız. Konfor alanından çıkmak için erken uyanmak istiyorsanız alarmınızı her gün biraz daha erkene kurabilirsiniz. Küçük değişikliklerin bile hayatınızı zenginleştirebileceğini unutmamalısınız.



6. Ailenizden veya Arkadaşlarınızdan Destek Alın



Konfor alanınıza uzun süre sıkışık kaldıysanız, buradan tek başınıza çıkmanız oldukça zor olabilir. Hatta, bazen kendi başınıza yeni girişimlerde bulunmak sandığınızdan daha zor olabilir. 



Böyle bir durumda konfor alanınızdan çıkmak için ailenizden veya arkadaşlarınızdan destek alabilirsiniz. Örneğin, farklı bir şehre gezmeye gitmek, yeni bir iş kurmak veya genel olarak zor bir beceri edinmek için ailenizden ve arkadaşlarınızdan size yardımcı olmalarını isteyebilirsiniz. Böylece, yeni hedeflerinize ulaşmanız ve konfor alanınızın dışına çıkmanız çok kolay olur.



Son olarak, konfor alanınızdan çıkmak için hayata karşı bakış açınızı değiştirmeniz gerekir. Böylece her gün yeni bilgi ve tecrübeler edinerek hayat kalitenizi artırabilirsiniz.





Eğer bu yazımız ilginizi çektiyse. Nefes Egzersizleri hakkında olan yazımıza göz atmak isteyebilirsiniz.





Yasal Uyarı !



www.farukcesur.com.tr adresinde yer alan bilgiler, psikoloğun yapacağı yüz yüze görüşmenin bir alternatifi değildir. Web sitemizde bulunan tüm içerikler web sitemize gelen ziyaretçileri bilgilendirmek amacı ile hazırlanmaktadır. Sitemizde yer alan tüm bilgiler (Blog Yazıları, makaleler, sayfalar), hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini almaz. Site içerisinde bulunan bilgiler tamamen bilgilendirme amaçlıdır.



Sitemizden yola çıkarak herhangi bir ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinizin değiştirilmesi kesinlikle tavsiye edilmez ve önerilmez. Web site içeriğimiz kişisel teşhis ya da kişisel tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Bu bilgilendirme kesinlikle bir psikoloğun danışanıyla görüşmesi yerine geçmez. Bu sitedeki içerikler bilgilendirme amaçlı olup, tedavi yerine geçmez. Tanı ve müdahale ve destek için lütfen uzman desteğine başvurunuz. İntihar veya ölüm düşüncesi veya riskiniz varsa derhal 155 ve 112’yi arayınız. Sitede Türkiye Cumhuriyeti kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.




https://www.farukcesur.com.tr/konfor-alaniniz/?fsp_sid=1144

11 Eylül 2025 Perşembe

Koronavirüs Kaygısı ve Başa Çıkma Yolları 2021



Koronavirüs ile yatıp koronavirüs ile kalkıyoruz aylardır ve koronavirüs kaygısı yüzünden pek çok kimse psikolojik sorunlar yaşamaya başladı. Tüm dünyayı evlerine hapseden bu salgın hastalık, sadece fiziksel sağlığımızı değil ruhsal sağlığımızı da tehdit ediyor elbette.



Öncelikle sakin kalabilmek ve sabırlı olmak çok önemli... Birçoğumuzda ister istemez, “Corona virüsü (koronavirüs) bana da bulaşır mı? Ya bulaşır da atlatamazsam? Ya sevdiklerime, anneme-babama, eşime-çocuğuma bulaşırsa?” gibi kaygılar baş gösteriyor. Unutulmamalıdır ki, dünya tarihi boyunca birçok kez salgın hastalıklar ortaya çıkmış ve belirli bir süre sonra yok olup gitmiştir.



koronavirus


Covid_19 ismiyle anılan bu virüsün, bir tür biyolojik silah olduğu söylentileri, yarasalardan insanlara geçtiği ve Çin’in Wuhan şehrinden başlayarak tüm dünyaya yayıldığı haberleri hepimizin malumu. Koronavirüs kaygısı ile başa çıkmak adına öncelikle bilinçaltımızı mümkün olduğunca temizlememizde yarar var. Kaygı her ne kadar insanı koruyucu ve tedbir almaya zorlayıcı bir özelliğe sahip olsa da, aşırı kaygı ruh sağlığımıza zarar verecektir.



Uzun Süreli Hafızayı Geliştirmenin YollarıErgen Psikolojisi
Aile ve Çift DanışmanlığıSınır Koymak Neden Önemlidir?


Koronavirüs kaygısı ile mücadele



Virüsle olduğu kadar bu virüsten kaynaklanan kaygıyla da mücadele etmek zorunda kalan insan sayısı hiç de az değil! Her gün açıklanan vaka ve ölüm sayıları insanları ister istemez büyük bir tedirginliğe itiyor. Virüsten korunmak için, yetkililerin ve uzmanların önerilerine uymak mecburiyetindeyiz. Başka bir şansımız da alternatifimiz de şu an için yok! Diğer yandan koronavirüs kaygısı ve beraberinde getirebileceği panik atak, depresyon gibi ruhsal rahatsızlıklardan da korunmak gerekiyor. Peki bunun için ne yapmalıyız? Hadi maddeler halinde sıralayalım;



corona-virusu-ve-kaygi


- Öncelikle sakin kalmalı ve sabırlı davranmalıyız.
- Sadece uzmanların önerilerini dinlemeli, sosyal medya platformlarında paylaşılan bilgilere itibar etmemeliyiz. Kaynağı belli olmayan, bilgi kirliliğine neden olan paylaşımlar ve haberlerden etkilenmemek adına, resmi açıklamaların dışında hiçbir bilgiye güvenmemeliyiz. Gündemi takip etmek için televizyon ve telefona mümkün olduğunca az ve gerektikçe bakmak bizi bilgi kirliliğinden koruyacaktır.



- Böylesi süreçlerde moralimizi yüksek tutmak çok büyük bir önem arz etmektedir. Aile bireylerimizle evimizde eğlenceli ve keyifli vakitler geçirmek, ruh sağlığımızı korumamıza yardımcı olacaktır. Ayrıca aile içi iletişime de büyük katkılar sağlayacaktır.
- Güzel bir film, bizi içine çekecek bir kitap, dinlemekten keyif duyduğumuz müzikler ile meşgul olmak bizi ruhsal açıdan koruyacaktır.



- İnsanları mutlu eden şeylerden biri de geçmişte yaşadığı mutlu anlarını hatırına getirmesidir. Nostalji dediğimiz şey aslında biraz da budur. İnsanın tatlı bir hüzünle birlikte mutlu olduğu geçmiş günlere yaptığı yolculuktur nostalji. Trt’nin yayın akışına koyduğu “Nostalji Kuşağı” isimli bölümde yayınlanacak olan nostaljik diziler ve televizyon programları, bizleri bugünün stresinden uzaklaştırmaya yardımcı olacaktır. Tabi dilerseniz sizler, Arzu Film, Murat Film, Fanatik Klasik Film, Erler Film gibi youtube kanalları üstünden eski Yeşilçam filmlerini, bilhassa Kemal Sunal filmlerini keyifle izleyebilirsiniz. İnanın gülmek ruhunuza çok iyi gelecek ve sizi dinlendirecek.



Evet! Bu günler de geçecek. Tıpkı her gecenin sabaha ulaşması gibi, tüm dünyanın üstüne çöken bu kara bulutlar da dağılacak. Eskisi gibi sokakların, parkların, piknik alanlarının tadını çıkaracağız yeniden. Ama şimdi yapmamız gereken en önemli şey koronavirüsten korunmak ve koronavirüs kaygısı ile doğru yöntemlerle mücadele etmek. Sizi mutlu edecek ve moralinizi yüksek tutacak faaliyetleri sizler çok daha iyi bilirsiniz. Uzmanların sözünden çıkmayarak, resmi kurumların dışındaki haberlere ve açıklamalara önem vermeyerek, moralimizi yüksek tutarak bu süreci kolaylıkla atlatabiliriz. Herkese sağlıklı ve huzurlu günler dilerim…




https://www.farukcesur.com.tr/koronavirus-kaygisi/?fsp_sid=1130

9 Eylül 2025 Salı

Çift Terapisinde Gottman Yöntemi



Çift terapisi, bir ilişkide yaşanan sorunları çözmek ve ilişkiyi güçlendirmek için etkili yöntemlerden birisidir. İlişkilerde çıkan problemler karşısında çiftlerin yardım alabileceği birçok farklı terapi ekolü bulunmaktadır. Bu yöntemlerden biri de Gottman çift terapisi yöntemidir. Çift terapisinde sıklıkla kullanılan bu yöntem, çiftler arasındaki iletişimi güçlendirmeyi ve çatışmaları daha sağlıklı bir şekilde çözmeyi hedefler. Peki, Gottman kimdir ve bu yöntem nasıl uygulanır? İşte, bu yazımızda Çift Terapisinde Gottman Yöntemi'ni inceleyeceğiz. Gottman yöntemiyle ilişki güçlendirme, iletişim becerileri geliştirme ve çatışma çözme teknikleri üzerine detaylı bir şekilde bilgi vereceğiz. Bu yöntemin çiftler arasındaki sorunlara nasıl çözüm getirdiğini ve ilişkileri nasıl daha sağlam hale getirdiğini öğrenmek için yazımızı takip edebilirsiniz.



Çift Terapisinde Gottman Kimdir?



Çift terapisinde Gottman, bilinen bir terapi yöntemi olan Gottman yöntemini geliştiren ve uygulayan Amerikalı psikolog John Gottman tarafından kurulmuştur. Çiftler arasındaki ilişkilerdeki dinamikleri anlamak ve olumlu değişiklikler yapmak için kullanılan bu yöntem, çiftlerin problemlerini çözmelerine yardımcı olmaktadır.



Jhon Gottman, yüksek başarı oranları ile bilinen Amerikalı bir terapisttir ve uzun yıllardır çift terapisi alanında çalışmalar sürdürmektedir. Çiftler arasındaki iletişim problemlerini anlamak ve çözümlemek için özel olarak tasarlanan bu yöntem, ilişkilerin güçlenmesine ve çatışmaların çözülmesini amaçlar.



Gottman YöntemiDetayları
Çiftler arasındaki dinamikleri analiz etmeİletişim problemlerini çözme
Olumlu değişiklikler yapmaÇatışmaların çözümüne yardımcı olma


Bu yöntem, çiftler arasındaki ilişkileri güçlendirmek ve iletişim becerilerini geliştirmek için etkili bir çözüm sunmaktadır. Gottman yöntemi uygulanan çift terapisi seansları, çiftlerin ilişkilerini daha anlamlı ve sağlıklı bir şekilde sürdürebilmelerine yardımcı olmaktadır.



Çift Terapisi


Gottman Yöntemi Nedir?



Çift terapisinde kullanılan Gottman Yöntemi, evliliklerdeki ilişkileri analiz etmek ve iyileştirmek amacıyla geliştirilmiş bir terapi yöntemidir. Bu yöntem, Dr. John Gottman tarafından ortaya konmuş ve araştırmalarla desteklenmiştir.



Gottman Yöntemi, çiftler arasındaki etkileşimleri inceleyerek ilişkilere dair önemli bilgiler sunar. Bu sayede, terapistler çiftlerin problemlerini anlayabilir, çözüm yolları önerir ve çiftlerin birbirleriyle olan iletişimlerini ve davranışlarını analiz ederek ilişkileri güçlendirmeyi hedeflemektedir



Bu yöntem, çiftlere çatışma çözme teknikleri ve iletişim becerileri geliştirme konusunda rehberlik eder. Çift terapisi sürecinde çiftlere ilişkilerindeki problemleri tanımlama ve çözme konusunda yardımcı olur. Sonuç olarak, çiftler arasındaki bağları güçlendirerek daha sağlıklı bir ilişkiyi destekler.





Gottman Yöntemi Nasıl Uygulanır?



Gottman yöntemi, çift terapisi alanında oldukça etkili ve bilimsel bir yaklaşımdır. Bu yöntem, John ve Julie Gottman tarafından geliştirilmiş ve pek çok çiftin ilişkilerini güçlendirmesine yardımcı olmuştur. Bu yöntem, çiftlerin ilişkilerinde karşılaştıkları sorunları anlamalarına, iletişim becerilerini geliştirmelerine ve çatışmaları etkili bir şekilde çözmelerine yardımcı olur.



Çiftler arasındaki duygusal bağın güçlendirilmesine odaklanır. Bu süreçte, çiftler birlikte çeşitli egzersizler yapar, duygularını ve ihtiyaçlarını birbirleriyle paylaşarak daha derin bir bağ oluştururlar. Ayrıca, çiftler arasındaki olumlu iletişim örüntülerini tanımaları ve olumsuz davranışları değiştirerek ilişkilerini güçlendirmeleri sağlanır.



Çiftlerin birbirlerini daha iyi anlamalarına yardımcı olurken aynı zamanda ilişkilerindeki sorunları çözmelerine de destek olur. Bu yöntem, çiftlere iletişim becerilerini geliştirme, çatışma çözme teknikleri öğrenme ve birbirlerine karşı daha duyarlı olma fırsatı sunar. Sonuç olarak, Gottman yöntemiyle uygulanan çift terapisi, ilişkilerinde daha sağlam temellere sahip olmak isteyen herkese fayda sağlayabilir.



Gottman Yöntemiyle İlişki Güçlendirme



İlişkilerdeki problemlerle baş etmek oldukça zor olabilir ancak çift ve aile terapisi ekolleriyle birlikte ilişkiler güçlenebilir. Bu yöntemler, çiftler arasındaki olumlu iletişimi artırmayı ve sağlıklı bir ilişki yürütme becerilerini geliştirmeyi amaçlar.



Gottman yöntemi ilişki güçlendirme aşamasında çiftlerin birbirlerini daha iyi anlamalarını ve birlikte daha sağlıklı kararlar almalarını sağlamaktadır Bu sayede ilişkilerdeki sorunlar daha etkili bir şekilde çözülebilir ve çiftler arasındaki bağlar daha da güçlenir.



Gottman Yöntemiyle İlişki Güçlendirme Adımları
Çiftler arasındaki olumlu iletişimi artırmak. Birlikte zaman geçirerek ilişkiyi güçlendirmek. Problemleri açık bir şekilde konuşarak çözüm yolları bulmak. Empati kurarak karşılıklı anlayışı artırmak.


Gottman yöntemiyle ilişki güçlendirme, insanların ilişkilerinde daha mutlu ve sağlıklı bir şekilde ilerlemelerini sağlayan önemli bir terapi yöntemidir. Bu yöntem sayesinde çiftler birbirlerini daha iyi anlayabilir, iletişim becerilerini geliştirebilir ve amaçlarına birlikte ulaşabilirler.



Çift Terapisi


Gottman Yöntemi ile İletişim Becerileri Geliştirme



Gottman Yöntemi ile iletişim becerileri geliştirme, çift terapisi alanında sıkça kullanılan ve oldukça etkili bir yöntemdir. Bu yöntem, çiftlerin birbirleriyle olan iletişimlerini güçlendirmeyi hedefler ve sağlıklı bir ilişki için gereken temel becerileri kazandırmayı amaçlar.



Çiftlere empati kurma, duygularını ifade etme, dinleme becerileri gibi iletişim becerilerini öğretir. Bu sayede çiftler, sorunları daha sağlıklı bir şekilde çözebilir, anlaşmazlıkları daha etkili bir şekilde çözebilir ve ilişkilerini daha derinlemesine anlayabilirler.



Bu yöntem aynı zamanda çiftler arasındaki güveni arttırır, yakınlığı güçlendirir ve birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlar. İletişim becerilerinin geliştirilmesiyle birlikte, çiftler arasındaki iletişimde yaşanan sorunları da ortadan kaldırarak daha sağlıklı bir ilişki sürdürmelerine yardımcı olur.



Çift Terapisi


Gottman Yöntemiyle Çatışma Çözme Teknikleri



Gottman Yöntemiyle Çatışma Çözme Teknikleri ilişkilerdeki çatışmaların sağlıklı bir şekilde çözülmesi için geliştirilen etkili bir yöntemdir. Bu yöntem, çiftlere iletişim becerileri kazandırarak, çatışma durumlarında olumlu bir şekilde iletişim kurmalarını sağlar.



Terapi kapsamında, çiftlere çatışma durumlarında nasıl davranmaları gerektiği konusunda rehberlik edilir. İletişim becerilerini geliştirmenin yanı sıra, problemlerin çözümü için adım adım bir plan oluşturulur. Çiftlere ilişkilerinde daha sağlıklı iletişim kurmaları için pratik beceriler kazandırır ve çatışmaların etkili bir şekilde çözülmesine yardımcı olur.



AdımAçıklama
1Çatışmanın sebeplerini açıkça ifade etmek
2Karşılıklı anlayış ve empati göstermek
3Olumlu bir şekilde iletişim kurmak




Çift Terapisi


Sık Sorulan Sorular



Çift terapisinde Gottman Yöntemi nedir?

Gottman Yöntemi, çiftler arasındaki ilişkileri anlamak ve güçlendirmek için kullanılan bir terapi tekniğidir. Çiftler arasındaki iletişimi geliştirmeye, sorunları çözmeye ve ilişkileri sağlıklı bir şekilde yürütmeye yardımcı olur.

Gottman Yöntemi nasıl uygulanır?

Gottman Yöntemi, çiftler arasındaki iletişim tarzını, çatışma çözme becerilerini ve ilişki dinamiklerini analiz eden bir terapi sürecidir. Çiftler, terapist rehberliğinde bu teknikleri uygulayarak ilişkilerini güçlendirebilirler.

Gottman Yöntemi ne tür sorunlara çözüm sağlar?

Gottman Çift Terapisi, iletişim sorunları, çatışmalar, güvensizlik, sadakatsizlik gibi çeşitli ilişki sorunlarına çözüm sağlayabilir. Ayrıca çiftler arasındaki bağın güçlenmesine ve ilişkinin daha sağlıklı bir şekilde ilerlemesine yardımcı olabilir.

Gottman Yöntemi kaç seans sürer?

Gottman Yöntemi uygulaması kişiden kişiye değişebilir, ancak genellikle 10-12 seanslık bir süreci kapsar. Bu süreç içinde çiftler, ilişkilerini güçlendirmek için farklı teknikler ve stratejiler öğrenirler.

Gottman Yöntemi hangi durumlarda etkili olabilir?

Gottman Yöntemi, evlilik veya ilişkide iletişim sorunları yaşayan çiftler için etkili olabilir. Ayrıca duygusal kopukluk, güvensizlik, çatışmalar gibi durumlarda da başarılı sonuçlar ortaya koyabilir.

Çift terapisi kaç çeşittir?

Çift terapisi genellikle bireysel terapiden farklı olduğu için farklı yöntemler ve yaklaşımlar içerebilir. Gottman Yöntemi, Emotionally Focused Therapy (EFT), Imago Relationship Therapy gibi farklı çift terapi teknikleri bulunmaktadır.

Gottman Yöntemi ile ilişkim nasıl gelişir?

Gottman Yöntemi ile ilişkinizde iletişim becerileriniz gelişir, çatışma çözme konusunda daha etkili olabilir ve duygusal bağlarınızı güçlendirebilirsiniz. Bu sayede ilişkinizi daha sağlıklı bir şekilde sürdürebilirsiniz.


Yasal Uyarı !



www.farukcesur.com.tr adresinde yer alan bilgiler, psikoloğun yapacağı yüz yüze görüşmenin bir alternatifi değildir. Web sitemizde bulunan tüm içerikler web sitemize gelen ziyaretçileri bilgilendirmek amacı ile hazırlanmaktadır. Sitemizde yer alan tüm bilgiler (Blog Yazıları, makaleler, sayfalar), hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini almaz. Site içerisinde bulunan bilgiler tamamen bilgilendirme amaçlıdır.



Sitemizden yola çıkarak herhangi bir ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinizin değiştirilmesi kesinlikle tavsiye edilmez ve önerilmez. Web site içeriğimiz kişisel teşhis ya da kişisel tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Bu bilgilendirme kesinlikle bir psikoloğun danışanıyla görüşmesi yerine geçmez. Bu sitedeki içerikler bilgilendirme amaçlı olup, tedavi yerine geçmez. Tanı ve müdahale ve destek için lütfen uzman desteğine başvurunuz. İntihar veya ölüm düşüncesi veya riskiniz varsa derhal 155 ve 112’yi arayınız. Sitede Türkiye Cumhuriyeti kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.




https://www.farukcesur.com.tr/cift-terapisinde-gottman-yontemi/?fsp_sid=1116

7 Eylül 2025 Pazar

Oyun Terapisi Nedir? Oyun Terapisi Ekolleri ve Faydaları



Oyun terapisi, çocukların duygusal sağlıklarını desteklemek ve ruhsal sorunlarıyla baş etmelerine yardımcı olmak amacıyla kullanılan etkili bir terapi yöntemidir. Günümüzde çocukların ve gençlerin psikolojik sağlığını desteklemek için farklı psikoterapi yöntemleri kullanılmaktadır. Oyun terapisi, çocukların doğal olarak en çok zaman geçirdiği ve kendilerini ifade etmeyi en kolay buldukları oyun aracılığıyla gerçekleştirilir. Bu terapi yöntemi, çocuklara duygusal destek sağlamanın yanı sıra ebeveynlere de rehberlik ve destek sunar.



Bireysel veya grup terapisi olmak üzere farklı ekollerde uygulanabilir. Bireysel terapi, çocuğun bireysel ihtiyaçlarına göre şekillenirken, grup terapisi ise sosyal becerilerin gelişimine katkı sağlar. Oyun terapisi sayesinde çocuklar duygularını ifade etmeyi, ilişkilerini güçlendirmeyi ve sorunlarını çözmeyi öğrenirken, ebeveynler de çocuklarına destek olma konusunda rehberlik alırlar.Oyun terapisi nedir? Çocuklara oyun aracılığı ile destek verme, ebeveynlere rehberlik ve destek sağlayan terapi ekolleri hakkında bilgiler.



Oyun terapisi nedir?



Terapistin çocuklar veya yetişkinlerle oyun yoluyla ilişki kurmasına ve bu ilişki aracılığıyla psikolojik destek ve terapi sağlamasına dayanan bir terapi yaklaşımıdır. Genellikle çocuklar için önerilse de yetişkinlere de faydalı olabilir. Terapistin, oyunları analiz ederek kişinin iç dünyasına ve hislerine yönelik daha derin anlayış geliştirmesine yardımcı olabilir.



Ffarklı ekollere dayanarak uygulanan bir terapi türüdür. Psikanalitik oyun terapisi, bilişsel davranışçı oyun terapisi, duyarsızlaştırılmış oyun terapisi gibi çeşitli ekoller bulunmaktadır. Her ekol, terapistin çocukla nasıl iletişim kuracağı ve hangi teknikleri kullanacağı konusunda farklı yaklaşımlar benimser.



Oyun terapisi ile bireyin zihinsel, duygusal ve sosyal alanlarda gelişimine yardımcı olunabilir. Oyunlar aracılığıyla bireyin duygularını ifade etmesi, olumsuz deneyimleri işlemesi ve özgüven geliştirmesi sağlanabilir. Bu terapi türü, özellikle çocuklar için duygusal ve sosyal gelişimlerine destek olurken grup terapisi şeklinde uygulandığında ise sosyalleşmelerine ve iletişim becerilerinin artmasına katkıda bulunabilir.



Oyun Terapisi


Çocuklara oyun aracılığı ile destek verme



Çocukların duygusal, bilişsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla oyun terapisi oldukça etkili bir yöntemdir. Oyun terapisi, çocukların duygusal ifadelerini ve iç dünyalarını keşfetmelerine yardımcı olur. Bu yöntem, çocukların kendilerini ifade etmelerine ve yaşadıkları zorlukları aşmalarına yardımcı olur.



Çocuklara oyun aracılığı ile destek verirken, farklı oyun terapisi ekolleri kullanılabilir. Erickson, Jungian ve Gestalt gibi farklı ekoller, çocukların ihtiyaçlarına ve karakteristiklerine göre terapinin şekillenmesine yardımcı olur. Bu ekoller, çocukların terapiden en iyi şekilde faydalanmasını sağlar.



Çocuklara oyun aracılığı ile destek vermenin faydaları arasında duygusal dengeyi sağlama, problem çözme becerilerini geliştirme ve özgüveni artırma bulunmaktadır. Bu yöntem sayesinde çocuklar, duygusal sorunlarını daha iyi anlar ve sağlıklı baş etme stratejileri geliştirirler.



Ebeveynlere rehberlik ve destek



Ebeveynlik, çocuk yetiştirmenin en önemli ve zorlu görevlerinden biridir. Bu süreçte ebeveynler, çocukların fiziksel, duygusal ve zihinsel gelişimlerine rehberlik etmeli ve onları desteklemelidir. Ebeveynlik, sevgi, sabır, anlayış ve disiplini bir arada kullanmayı gerektiren bir süreçtir.



Çocuk yetiştirme konusunda karşılaşılan sorunlar, genellikle ebeveynlerin çocuklarıyla iletişiminde yaşadıkları zorluklardan kaynaklanmaktadır. Bu noktada ebeveynlere profesyonel rehberlik ve destek almak önemli bir adım olabilir. Uzmanlar, ebeveynlere çocukların duygusal ihtiyaçlarını anlamaları ve etkili iletişim becerileri geliştirmeleri konusunda yardımcı olabilirler.



Çocuğunuzun Gelişimini Destekleyin:


  1. Çocuğunuzun ilgi alanlarını destekleyin

  2. Onları cesaretlendirin ve motive edin

  3. Olumlu geri bildirimler verin






Oyun terapisi ekolleri



Oyun terapisi ekolleri, farklı terapistler tarafından farklı yaklaşımlarla uygulanan bir terapi türüdür. Bu terapinin temel amacı, çocukların duygusal ve sosyal gelişimlerine destek olmaktır. Oyun terapisi yöntemleri, çocukların yaşına, kişilik özelliklerine ve ihtiyaçlarına göre değişiklik gösterebilir.



Psikanalitik yaklaşım, en yaygın kullanılan eklektik bir yöntemdir. Bu yaklaşıma göre, çocuğun oynadığı oyunlar ve oyun sırasında sergilediği davranışlar, bilinçaltındaki duyguları ve düşünceleri yansıtır. Terapist, çocuğun oyun davranışlarını gözlemleyerek, onun duygusal dünyasına daha iyi bir anlayış geliştirmeye çalışır.



Davranışçı yaklaşım ise belirli hedeflere yönelik açık bir plan ve program dahilinde gerçekleştirilir. Çocuğun olumlu davranışlarını pekiştirmek ve negatif davranışları değiştirmek üzerine odaklanılır. Terapist, çocuğun oyunlarını analiz ederek, istenmeyen davranışları tanımlar ve bu davranışların değişmesine yardımcı olmak için yönlendirme yapar.





Şanlıurfa'da Oyun Terapisi Almak İçin Bizi Arayın





Bireysel terapi



Bireysel terapi, bireyin kendi duygusal veya zihinsel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla terapist eşliğinde yapılan bir terapi yöntemidir. Bu terapi şeklinde birey, kendi iç dünyasını daha iyi tanımak ve sorunlarına çözüm bulmak için destek alır.



Bireysel terapi sürecinde, birey duygusal olarak rahatsız olduğu konuları terapist ile paylaşır ve terapist de bireye destek olur. Terapist, bireyin yaşadığı duygusal zorlukları anlamaya çalışır ve uygun yöntemlerle bireye rehberlik eder.



Bireysel terapinin faydaları arasında, bireyin kendini daha iyi tanıması, duygusal zorluklarıyla başa çıkabilmeyi öğrenmesi ve daha sağlıklı ilişkiler kurabilmesi yer almaktadır. Bu terapi şekli, bireye bireysel olarak odaklanılmasını sağlar ve kişinin özgüvenini arttırabilir.





Grup terapisi faydaları



Grup terapisi, bireylerin bir araya gelerek yalnız olmadıklarını hissetmelerine ve birlikte destek almalarına olanak tanıyan bir terapi yöntemidir. Bu terapi yöntemi, bireylerin duygusal zorluklarını paylaşmalarına ve birbirlerinden destek almalarına yardımcı olabilir.



Grup terapisinin en önemli faydalarından biri, bireylere farklı bakış açıları sunarak sorunlarına yeni bir perspektiften yaklaşmalarını sağlamasıdır. Bireyler, grup üyelerinin deneyimlerinden ve önerilerinden faydalanarak kendi sorunlarına çözüm bulabilirler.



Grup terapisi aynı zamanda sosyal becerileri geliştirmeye de yardımcı olabilir. Grup içindeki etkileşimler sayesinde bireyler, ilişki kurma, iletişim kurma ve empati gibi becerileri pratikleştirme fırsatı bulurlar. Bu da bireylerin ilişkilerinde daha sağlıklı ve mutlu olmalarını sağlayabilir.



Şanlıurfa'da Oyun Terapisi



Şanlıurfa, Türkiye'nin en kalabalık şehirlerinden biri olup çeşitli oyun terapisi merkezlerine ev sahipliği yapmaktadır. Bu merkezlerde uzman psikoterapistler, çocukların duygusal ve sosyal gelişimlerini desteklemek amacıyla çalışmaktadırlar. Şanlıurfa'da yaşayan aileler, bu merkezlere başvurarak bu deneyimi yaşayabilirler.





Sık Sorulan Sorular



Oyun terapisi nedir?

Çocukların ve gençlerin duygusal, sosyal ve bilişsel gelişimlerini desteklemek amacıyla kullanılan bir terapi yöntemidir.

Oyun terapisi nasıl işler?

Çocuklara oyunlar aracılığıyla duygularını ifade etme, problem çözme becerilerini geliştirme ve içsel dünyalarını keşfetme fırsatı sunar.

Oyun terapisi hangi durumlarda kullanılır?

Çocukların stresle başa çıkma, öfke kontrolü, travma sonrası iyileşme gibi konularda destek alması gerektiğinde kullanılır.

Oyun terapisi kimler için uygundur?

Çocuklar, gençler ve hatta yetişkinler için uygun bir terapi yöntemidir. Her yaş grubundan insan oyun terapisi faydalarından yararlanabilir.

Oyun terapisi hangi erekolleri vardır?

Oyun terapisi, psikoanalitik, bilişsel-davranışçı, oyun odaklı ve insanist terapi gibi çeşitli ekollere dayanabilir.

Oyun terapisinin faydaları nelerdir?

Duygusal deneyimlere terapi sürecinde daha eğitimli bir şekilde yaklaşmayı öğretirken çocukların özgüvenini artırma, sosyal becerilerini geliştirme ve duygusal iyilik halini teşvik etme gibi faydalar sağlar.

Oyun terapisi ne sıklıkla yapılmalıdır?

Seanslar genellikle haftada bir defa olmak üzere düzenlenir. Ancak terapistinizin ve danışanın ihtiyaçlarına göre farklı bir program oluşturulabilir.




Yasal Uyarı !



www.farukcesur.com.tr adresinde yer alan bilgiler, psikoloğun yapacağı yüz yüze görüşmenin bir alternatifi değildir. Web sitemizde bulunan tüm içerikler web sitemize gelen ziyaretçileri bilgilendirmek amacı ile hazırlanmaktadır. Sitemizde yer alan tüm bilgiler (Blog Yazıları, makaleler, sayfalar), hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini almaz. Site içerisinde bulunan bilgiler tamamen bilgilendirme amaçlıdır.



Sitemizden yola çıkarak herhangi bir ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinizin değiştirilmesi kesinlikle tavsiye edilmez ve önerilmez. Web site içeriğimiz kişisel teşhis ya da kişisel tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Bu bilgilendirme kesinlikle bir psikoloğun danışanıyla görüşmesi yerine geçmez. Bu sitedeki içerikler bilgilendirme amaçlı olup, tedavi yerine geçmez. Tanı ve müdahale ve destek için lütfen uzman desteğine başvurunuz. İntihar veya ölüm düşüncesi veya riskiniz varsa derhal 155 ve 112’yi arayınız. Sitede Türkiye Cumhuriyeti kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.




https://www.farukcesur.com.tr/oyun-terapisi/?fsp_sid=1102

5 Eylül 2025 Cuma

Stres Yönetimi: Basit Yöntemlerle Stresi Yönetmek Mümkün



Çoğumuz stres yaşayacağımız zaman önceden tahmin edebiliriz. Örneğin, sabah koşuşturması, genellikle kendimizi (ve belki de çocuklarımızı) güne hazırladığımız bir sıkışma zamanıdır. Stres biraz öngörülebilir olduğundan, stres azaltmayı da öngörülebilir hale getirebiliriz. Her günün belirli zamanlarda sakinleştirici aktiviteler planlayın ve stres seviyeniz artmaya başladığında gerekiyorsa ek uygulamalar yapın. Ve belki de en önemlisi - uygulamaları kısa ve basit tutun. Stres yönetimi stresli olmamalıdır.


Sabahın Erken Vakitlerini Stres Yönetimi için Değerlendirin


Uyanmak stresli bir deneyim olabilir. Kortizol gibi stres hormonları sabahları bizi günün zorluklarına hazırlamak için zirve yapıyor ve düşüncelerimiz genellikle yapmamız gereken her şeyi düşünmeye ve aklımıza getirmeye zorluyor. Rahatlamak ve rahat bir gün planı kurmak için sabahın erken saatlerini kullanın. Bir kaç saniye bile olsa nefes egzersizleri ile güzel bir günün kapısını aralayabilir stres yönetimi için ilk adımı atabilirsiniz. Ben buradayım egzersizi(1 dakika) : Gözlerinizi kapatın ve vücudunuza girip çıkarken dikkatinizi nefese çevirin. Nefes alırke, “Beni” düşünün yani kendinizi. Nefes verirken, “Burada olduğunuzu” düşünün. Nefes alırken bu döngüyü birkaç kez tekrarlayın: “Ben … buradayım. Ben buradayım." Bedeninizin ve zihninizin bu basit ifadeye nasıl tepki verdiğine dikkat edin.


Öğlene Doğru



Bu zamana kadar, çocuk bakımı, iş veya sınıflar gibi günlük görevlerinize odaklanmış olabilirsiniz. Hala güçlü ve enerjik hissedebilirsiniz. Zihninizde ve bedeninizde birikmeye başlayan stresi tanımak şuanda daha zordur. Gerek olmadığını düşünseniz bile stres seviyelerinin artmaması adına kısa bir ara verin. Çünkü stres seviyeleri aslında yavaştan artmaya başlamıştır.



Kısa Nefes Molası (1 dakika): Stres yönetimi egzersizi için bir dakikalık zamanlayıcı ayarlayın. Ekshalasyonları(soluk alıp verme) yavaşlatın, sakinleştirici nefesleri bir dakika boyunca içinize çekin. 1 dakika boyunca kaç nefes aldığınızı sayın. Gün boyunca stresli hissettiğinizde, duraklayın ve bu sayıda yavaş, sakinleştirici nefes alın. Yaklaşık bir dakika sürecek ve bir zamanlayıcıya ihtiyacınız olmayacak.



Öğlen


Yemek zamanları, sinir sistemimizin bizi sakinleştiren ve stres hormonlarını sistemimizden temizlemeye yardımcı olan “dinlenme ve sindirme” kısmına girme fırsatıdır. Kendi hayatımda stres yönetimini görmezden geldiğimde, öğle yemeği benim için neredeyse ek bir stres kaynağıydı. Masamda yalnız yerken hep bilgisayarımda çalıştım. Gün ortası yemeğinizi, kendinizi kontrol etmek ve günün ilk yarısından itibaren olmak üzere belirli bir zamanı kullanın. Mümkünse, yemek için tasarlanmış bir masada (bilgisayar örneği gibi) oturun ve yemek yerken zamanı başkalarıyla paylaşın. Bu şekilde yemek yemek işlerinizde verime neden olmaz. Hatta odağını kısa süre sıfırlayarak yeniden odaklanmanıza da fayda sağlar. Dilerseniz kısa bir süre deneyip gerçekte ne kadar faydalı olduğunu görebilirsiniz.

Kısa Gevşeme (30 saniye): Yemek için oturduğunuzda, üç kere yavaşça nefes alın. İlk nefesle ayaklarınızı yere ve vücut ağırlığınızı ise sandalyenize doğru bastırın, fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak nerede olduğunuzu hissedin. İkinci nefes ile etrafınızı dolduran herşeye bakın. Özellikle de yemekleri paylaştığınız kişilere dikkat edin, etrafınızdakileri gerçekten görün ve beyninize kayıt edin. Üçüncü nefesle de renkleri, dokuları ve aromayı dikkate alarak önünüzdeki yemeğe göz atın. Afiyet olsun!



Öğle Sonrası - İkindi Saatlerinde Stres Yönetimi


Enerjimiz öğleden sonra yavaşça düşme eğilimindedir ve zorluklarla başa çıkmak daha da zor olabilir. Beynin ek stres olarak yorumladığı yorgunluk başlangıcı vücutta gerginlik oluşabilir. Birkaç dakika geçirdikten sonra işinizi kısa süreliğine bırakın. Kasıtlı olarak fiziksel işinizden molaya geçtiğinizde , sinir sisteminizin sakinleştirici kısmına girersiniz, bu da zihninizi ve duygularınızı yatıştırır ve sizi daha huzurlu bir akşam için hazırlar. Kas Gevşemesi (2 dakika): Gözleriniz kapalı olarak sakin bir yerde oturun. Nefes vererek üç sakinleştirici nefes alın ve verin. Ellerinizi yumruk haline getirin, bir süre tutun, sonra ellerinizi serbest bırakın. Üç sakinleştirici nefes daha alın. Şimdi omuzlarınızı kulağınıza doğru çekin, sahte bir gerginlik oluşturun ve ardından omuzlarınızı salarak gevşetin. Üç yavaş nefesle bitirin. Bu işlemlerin ardından nasıl hissediyorsun?



Akşam Saatleri


İyi bir gece uykusu almak stres ve kaygıyı yönetmenin önemli bir parçasıdır. Yatmadan önce gün boyunca yaşadığınız stres ve gerilimi aklınıza getirmemeye çalışın. Göreceksiniz, zamanla kolaylaşacak. Yatmadan 30 ila 60 dakika önce kendinizi uykuya hazırlamak için bir rutine girin. Teknolojiden çıkarın ve okuma, hafif esneme veya bir fincan çay keyfi gibi rahatlatıcı aktiviteler yapın. Ekranlar mavi ışık ile uykuya dalmanızı engeller ve yavaşlatır. Bu süre zarfında en sevdiğim şey 20 ila 30 dakika yatmadan yoga yapmak, ki bu çok kolay ve meditatif bir zihin-vücut bağlantılı aktivitedir. Bir eğitim alarak teknolojiyi kullanmadan da yapabilirsiniz. Namaz ise bunun için güzel bir alternatiftir. Fakat gereksiz düşüncelerin aklınızdan uzak tuttuğunuza emin olabiliyorsanız.  




https://www.farukcesur.com.tr/stres-yonetimi/?fsp_sid=1073

3 Eylül 2025 Çarşamba

Romantik İlişkilerde Güveni Artırmak İçin İpuçları



Romantik ilişkilerde güven, sağlam temeller üzerine kurulmalıdır. Güven, ilişkinin temel unsurlarından biridir ve her iki tarafın da mutlu olması için önemlidir. Eğer ilişkinizde güven sorunu yaşıyorsanız endişelenmeyin, çünkü bu blog yazısında size güveni artırmak için bazı ipuçları vereceğiz. Öncelikle, önceki deneyimlerinizi değerlendirmeniz ve duygularınızı açıkça ifade etmeniz gerektiğini unutmayın. Ayrıca birbirinize destek olmayı öğrenerek, empati kurarak karşılıklı anlayışı artırabilirsiniz. Birlikte yapılan etkinliklerle bağları güçlendirmek ve anlık durumlarla başa çıkmayı birlikte öğrenmek de ilişkinizi güçlendirecektir. Siz de romantik ilişkinizde güveni artırmak istiyorsanız, bu yazıda yer alan ipuçlarını dikkate alabilirsiniz. Unutmayın, sağlam bir ilişkinin temelinde güven vardır. Duygularınızı ifade ederken empati kurarak birlikte anlayışı artırmayı öğrenin. Bağları güçlendirecek etkinliklerle birlikte anlık durumlarla başa çıkmayı öğrenin.



Önceki Deneyimlerinizi Değerlendirin



İlişkilerde güven, önceki deneyimlerimizi değerlendirmemizle başlar. Geçmişteki ilişkilerimizde neler yaşadığımızı, hangi konularda güvensizlikler yaşadığımızı ve bunların nedenlerini anlamak, şu anki ilişkimizde neler yapmamız gerektiği konusunda bize fikir verir. Önceki ilişmelerimizde yaşanan olumsuz deneyimler, şu anki ilişkimizde daha fazla dikkat etmeniz gereken noktaları belirlememize yardımcı olabilir.



Geçmişteki ilişkilerimizi değerlendirirken duygularımızı açıkça ifade etmeliyiz. Bu deneyimlerden ne tür duygular yaşadığımızı, nasıl hissettiğimizi partnerimizle paylaşarak onunla daha şeffaf bir iletişim kurabilir ve birbirimize karşı anlayışlı olabiliriz. İlişkilerde güveni artırmak için duygularımızı ifade etmek ve paylaşmak önemlidir.



Geçmişteki deneyimlerimizde yaşadığımız zorluklarla başa çıkarken birbirimize destek olmayı öğreniriz. Bu tecrübeler sayesinde partnerimizle birlikte zor durumların üstesinden gelmeyi öğreniriz. Bu da ilişkide güveni güçlendirir ve birlikte her türlü zorluğun üstesinden gelebileceğimizi hissettirir.



Birlikte yapılan etkinliklerle bağları güçlendirebiliriz. Geçmişteki deneyimlerimizden öğrendiğimiz dersleri kullanarak birlikte yapabileceğimiz etkinlikler planlayarak ilişkimizi güçlendirebiliriz. Bu sayede birbirimize daha fazla zaman ayırabilir, ilişkimizi güçlendirebiliriz.



Önceki deneyimlerimizi değerlendirerek ilişkide güveni artırabiliriz. Bu sayede ilişkimizde daha sağlıklı iletişim kurabilir, birbirimizi daha iyi anlayabilir ve ilişkimizi güçlendirebiliriz.



Duygularınızı Açıkça İfade Edin



İlişkilerin temelinde güven yatar. Güven sağlamak ve güven duymak için öncelikle duygularımızı açıkça ifade etmek önemlidir. Eğer partnerimizle olan duygularımızı paylaşmaktan çekiniyorsak, aramızdaki empati ve anlayış zayıflayabilir. Bu nedenle ilişkimizi sağlamlaştırmak ve güveni artırmak için duygularımızı karşılıklı olarak açıkça ifade etmeliyiz.



Bazen ağır bir gün geçirmiş olabiliriz ya da bir konuda endişeli hissedebiliriz. Bu durumda, sevgilimize bu duygularımızı anlatmak ve ondan destek almak ilişkimizdeki güven bağını kuvvetlendirecektir. Duygularımızı paylaşmak, birbirimize olan bağımızı artırarak ilişkimizi daha sağlam hale getirecektir.



Herkesin farklı duyguları ve tepkileri vardır. Partnerimizle olan iletişimimizde sahip olduğumuz duyguları tam olarak ifade etmek ilişkimizi olumlu yönde etkileyecektir. Duygularımızı açıkça ifade etmek, iletişimimizi güçlendirecek ve aramızdaki güven bağını derinleştirecektir.



Duygularımızı ifade etme konusunda çekingen hissediyor olabiliriz, ancak bu, ilişkimizdeki güveni güçlendirmek için önemli bir adımdır. Partnerimizle olan açık ve dürüst iletişim, ilişkimizi daha sağlam hale getirecek ve aramızdaki bağı kuvvetlendirecektir.



Sonuç olarak, duygularımızı açıkça ifade etmek, romantik ilişkilerimizde güveni artırmak için etkili bir yoldur. Partnerimizle olan sağlıklı iletişim kurabilmek için duygularımızı paylaşmaktan çekinmemeli ve onun da duygularını anlamaya çalışmalıyız. Bu sayede, ilişkimizdeki güveni kuvvetlendirerek daha sağlam bir temel oluşturabiliriz.



Birbirinize Destek Olmayı Öğrenin



İlişkilerdeki en önemli unsurlardan biri, birbirinize destek olmayı öğrenmektir. Bir ilişkide güven duygusunu pekiştirmenin en etkili yollarından biri, partnerinizle birlikte zor zamanlarda destek olmayı öğrenmektir. Bu destek, hem duygusal hem de pratik anlamda olabilir. Zor bir iş projesiyle başa çıkarken partnerinizin moralini yüksek tutmak, ona yardımcı olmak veya kararlılığını takdir etmek, ilişkinizin güven temelini güçlendirecektir.



Eğer partnerinizin ihtiyaç duyduğu anda ona destek olmayı öğrenirseniz, ilişkinizde daha derin bir bağ kurabilirsiniz. Böylece güven duygusunu pekiştirebilir ve ilişkinizi daha sağlam bir zemine oturtabilirsiniz. Aynı şekilde, partnerinizin sizin destek olmanızı beklediği zamanlarda ona yardımcı olmayı öğrenerek ilişkinizin güçlenmesine katkıda bulunabilirsiniz.



İlişkide destek olmayı öğrenmek, aynı zamanda empati kurmayı da içerir. Partnerinizin duygusal ihtiyaçlarına karşılık vermek, onun duygusal dünyasını anlamak ve ona bu konuda destek olmak, ilişkinizin derinleşmesine yardımcı olacaktır. Böylece birlikte yaşadığınız zorlukları birlikte aşabilir, ilişkinizin temelini güçlü tutabilirsiniz.



Bir ilişkide birbirinize destek olmayı öğrenmek, karşılıklı anlayışı ve saygıyı artıracaktır. Partnerinizin ihtiyaçlarına duyarlı olmak, ona destek olmak ve onunla birlikte zorlukları aşmak, ilişkinizin daha sağlam bir temele oturmasını sağlayacaktır. Zor zamanlarda birbirinize destek olduğunuzda, ilişkinizdeki güven duygusunu pekiştirecek ve birlikte geleceğe güvenle bakmanızı sağlayacaktır.



Birbirinize destek olmayı öğrenmek, ilişkinizin temelini güçlendirmenin yanı sıra, duygusal bağınızı da derinleştirecektir. Karşılıklı destek ve anlayışla, ilişkinizi sağlamlaştırabilir ve güven duygusunu daha da pekiştirebilirsiniz. Bu sayede, romantik ilişkinizin her alanında daha sağlıklı ve mutlu bir ilişki yaşayabilirsiniz.



Romantik İlişkilerde Güven
Romantik İlişkilerde Güven


Empati Kurarak Karşılıklı Anlayışı Artırın



Empati kurmak, romantik ilişkilerde güveni artırmak için önemli bir adımdır. Partnerinizin duygularını anlamak ve ona destek olmak, ilişkinizin temelini güçlendirecektir. Karşılıklı empati ile birbirinizi daha iyi anlayacak ve ilişkinizde daha derin bir bağ oluşturacaksınız. İlişkinizdeki anlaşmazlıkları çözmek ve birlikte büyümek için empati kurmaya özen gösterin.



Empati kurmak için partnerinizi dinlemek ve onun duygularını anlamak önemlidir. Onun bakış açısını görmeye çalışın ve onun duygularını ciddiye alın. Bu sayede karşılıklı anlayışınızı artırabilir ve ilişkinizdeki güveni pekiştirebilirsiniz.



Birlikte yaşadığınız olumsuz deneyimlerde bile empati kurarak birbirinize destek olmayı öğrenin. Partnerinizin duygularını anlamak ve ona güven vermek, ilişkinizin daha sağlam temellere oturmasını sağlayacaktır. Empati kurarak, ilişkinizdeki anlayışı artırabilir ve daha sağlıklı bir iletişim kurabilirsiniz.



Partnerinizle birlikte yapılan etkinliklerde empati kurarak, ilişkinizdeki bağları güçlendirebilirsiniz. Onun istek ve ihtiyaçlarını dikkate alarak hareket etmek, ilişkinizin daha sağlam ve mutlu olmasını sağlayacaktır. Empati, karşılıklı anlayışınızı artırmanın önemli bir yoludur.



Empati kurarak karşılıklı anlayışı artırmak, romantik ilişkilerde güveni pekiştirmenin en etkili yoludur. Partnerinizin duygularını anlamak ve ona destek olmak, ilişkinizin temelini daha da sağlamlaştıracaktır. Empatiyi ilişkinizin temel bir parçası haline getirerek, birbirinize olan güveni artırabilirsiniz.



Romantik İlişkilerde Güven
Romantik İlişkilerde Güven


Birlikte Yapılan Etkinliklerle Bağları Güçlendirin



İlişkilerde güven, sağlam bir temel oluşturmanın anahtarıdır. Birbirinize güvenmek, birlikte hareket etmek ve birlikte yapılan etkinliklerle bağları güçlendirmek ilişkinizi daha da sağlamlaştırabilir. Bu nedenle, partnerinizle birlikte keyif alacağınız etkinlikler planlamak ilişkinizi daha güçlü kılabilir.



Birlikte yapılan yürüyüşler, piknikler, tiyatro veya sinema gibi etkinlikler, partnerinizle daha fazla vakit geçirmenize ve birbirinizi daha iyi tanımanıza yardımcı olabilir. Bu tarz etkinlikler sayesinde birlikte keyifli zaman geçirmek, güven duygusunu artırabilir.



Partnerinizle birlikte bir spor veya hobi edinebilirsiniz. Birlikte yoga yapmak, ​​birlikte koşu yapmak veya belirli bir hobide birlikte vakit geçirmek, ortak bir ilgi alanı oluşturarak bağları güçlendirebilir.



Birlikte seyahat etmek, farklı ortamlarda birlikte vakit geçirmek ve birlikte yeni deneyimler yaşamak ilişkinizi daha da güçlendirebilir. Yeni yerler keşfetmek, yeni deneyimler yaşamak ve birlikte güzel anılar biriktirmek, ilişkinizi daha özel kılabilir.



Etkinliklerinizi planlarken, partnerinizin isteklerini de göz önünde bulundurmak, empati kurarak karşılıklı anlayışı artırabilir. Bu da ilişkinizdeki güven duygusunu daha da pekiştirebilir.



Romantik İlişkilerde Güven
Romantik İlişkilerde Güven


Anlık Durumlarla Başa Çıkmayı Birlikte Öğrenin



İlişkilerde güven, birbirinize destek olmayı öğrenmekle de ilgilidir. Romantik ilişkilerde, birlikte anlık durumlarla başa çıkmak, güven duygusunu artırabilir. Özellikle zor zamanlarda birlikte sorunlarla başa çıkmak, ilişkinizi güçlendirebilir.



İlişkilerde güven, karşılıklı anlayışı artırmakla da ilişkilidir. Partnerinizin duygularını anlamak ve ona destek olmak, güven duygusunu pekiştirebilir. Empati kurarak, ilişkinizi daha derin bir seviyeye taşıyabilirsiniz.



Önceki deneyimlerinizi değerlendirirken, birlikte anlık durumlarla başa çıkmayı da öğrenmek önemlidir. Bu, ilişkinizi olgunlaştırabilir ve birbirinize olan güveni artırabilir. Duygularınızı açıkça ifade ederek, birlikte kararlar almak ve sorunları çözmek de birlikte öğrenilen bir süreç olabilir.



Birlikte yapılan etkinliklerle de bağları güçlendirmek mümkündür. Ortak zevklerinize uygun aktiviteler planlayarak, birlikte vakit geçirmek ve keyifli anlar yaşamak, ilişkilerde güven duygusunu artırabilir. Birlikte olumlu deneyimler yaşamak, partnerinizle olan bağınızı güçlendirebilir.



Anlık durumlarla başa çıkmayı birlikte öğrenmek, ilişkinizi olumlu yönde etkileyebilir. Bu süreci birlikte deneyimlemek ve birbirinize desteğinizi hissetmek, güven duygusunu artırabilir. Birlikte yaşanan zorlukları aşmak, ilişkinizi güçlendirebilir.



Bağlanma Stilleri ile ilgili yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.



Sık Sorulan Sorular



Romantik ilişkilerde güven nasıl artırılabilir?

Birbirinize karşı dürüst olmak, sözlerinizin arkasında durmak ve birbirinize güven vermeye odaklanmak güveni artırabilir.

Romantik ilişkilerde güven neden önemlidir?

Güven, sağlıklı bir ilişkinin temelidir. Karşılıklı güven duygusu olmadan ilişki sürdürmek zor olabilir.

Romantik ilişkilerde güvensizlik nasıl giderilebilir?

Güvensizlik hissiyle başa çıkmak için partnerinizle açık bir iletişim kurmak ve geçmişteki deneyimleriniz üzerine konuşmak önemli bir adımdır.

Romantik ilişkilerde güven nasıl yeniden inşa edilebilir?

Güveni yeniden inşa etmek, dürüstlük, şeffaflık, anlayış ve zaman gerektirir. Karşılıklı çaba ve sabır bu süreçte önemlidir.

Romantik ilişkilerde güveni artırmak için nelere dikkat etmek gerekir?

Birbirinize saygı göstermek, söz verdiğinizde tutmak, birbirinize destek olmak ve anlayışlı olmak güveni artırmak için önemli unsurlardır.

Romantik ilişkilerde güven zedelendikten sonra nasıl ilerlemek gerekir?

Güven zedelenirse, iletişim ve anlayış önemlidir. Bu durumda birlikte terapi ya da danışmanlık almak ilişkiyi güçlendirebilir.

Romantik ilişkilerde güveni artırmak için tavsiye edilen aktiviteler nelerdir?

Birlikte güven inşa edici aktiviteler yapmak, birbirinize sürprizler yapmak ve birlikte yaşamak, güveni artırmak için önemli etkenlerdir.


Yasal Uyarı !



www.farukcesur.com.tr adresinde yer alan bilgiler, psikoloğun yapacağı yüz yüze görüşmenin bir alternatifi değildir. Web sitemizde bulunan tüm içerikler web sitemize gelen ziyaretçileri bilgilendirmek amacı ile hazırlanmaktadır. Sitemizde yer alan tüm bilgiler (Blog Yazıları, makaleler, sayfalar), hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini almaz. Site içerisinde bulunan bilgiler tamamen bilgilendirme amaçlıdır.



Sitemizden yola çıkarak herhangi bir ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinizin değiştirilmesi kesinlikle tavsiye edilmez ve önerilmez. Web site içeriğimiz kişisel teşhis ya da kişisel tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Bu bilgilendirme kesinlikle bir psikoloğun danışanıyla görüşmesi yerine geçmez. Bu sitedeki içerikler bilgilendirme amaçlı olup, tedavi yerine geçmez. Tanı ve müdahale ve destek için lütfen uzman desteğine başvurunuz. İntihar veya ölüm düşüncesi veya riskiniz varsa derhal 155 ve 112’yi arayınız. Sitede Türkiye Cumhuriyeti kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.




https://www.farukcesur.com.tr/romantik-iliskilerde-guven/?fsp_sid=1059

1 Eylül 2025 Pazartesi

Gaziantep Psikolog | En çok Tavsiye edilen Psikolog



Gaziantep psikolog hizmeti ile ruhsal sağlığınızın farkında olmanız mümkün. İnsanın kıymet verdiği en değerli şey sağlıktır. Günlük rutinleri ve hayatın akışını bozan herhangi bir rahatsızlık yaşam konforunu büyük ölçüde etkileyebilmektedir. Ruhsal veya bedensel rahatsızlıkların farkındalıkları bilgi sayesinde gelmektedir. Kişinin içinde bulunduğu durumu fark etmesi ve tanımlaması bazen geç bazen de yetersiz olabiliyor tam bu noktada bir uzman desteği her zaman iyidir.



Geç farkındalıklar çok hızlı ve yoğun yaşamın getirdiği dezavantajlardan biridir. Rahatsızlıkların bilgisine sahip olmak öte yana dursun kişinin öz farkındalığını artırmasını veya kazanmasını sağlayan klinik psikolojik danışmanlık adeta bir zihin öğretisidir. Psikolojik danışmanlığın sonunda kişi doğru veya norm içerisinde düşünmenin yollarını öğrenmiş olurken istenmeyen davranışların azaltılması veya ortadan kaldırılması mümkündür.



Klinik psikolojik danışmanlık hizmeti almak için kişinin bariz ve belirgin bir rahatsızlığının olmasına lüzum yoktur. Kişinin iş yaşantısında, aile yaşantısında, romantik ilişkilerde ve insanın kendisi ile olan tüm ilişkilerinde düşüncelerine ve davranışlarına destek araması her zaman normaldir. Psikolojik bir görüşme hiçbir zaman diğer insanlarla olan görüşmenize benzerlik göstermez. Dolayısı ile iyileştirici ve faydalı bir görüşme gerçekleştirilir.



İhtiyacı olan birinin psikolog ile görüşme gerçekleştirme kararı alması oldukça kıymetlidir. Sizler kendinize değer verirken Psikolog Faruk Cesur ise profesyonel çerçevede kişinin ruhsal iyi olma haline kıymet vermektedir. Gaziantep Psikolog hizmetinde birçok danışmanlık türü bulunmaktadır.



Gaziantep Psikolog - Sıkça Sorulan Sorular



Klinik Psikolog Faruk CESUR kimdir?

Klinik Psikolog Faruk CESUR şuan Şanlıurfa’da kurucusu olduğu Cesur Danışmanlık Merkezinde bölge halkına kaliteli psikolojik destek sağlamayı amaçlamaktadır. 1992 Yılında Şanlıurfa’da dünyaya gelen Psikolog Faruk CESUR ilk ve ortaöğretimini Şanlıurfa’da tamamlamıştır. Üniversite eğitimi için İstanbul’u tercih eden Klinik Psikolog Faruk CESUR psikoloji lisans eğitimini İstanbul Bilim Üniversitesinde başarıyla tamamladıktan sonra İstanbul Gelişim Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans programına kabul almış ve eğitimine başlamıştır.
Eğitimine devam ederken Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesinde Pedagojik Formasyon ve Aile Danışmanlığı eğitimlerini tamamlamıştır. Lisans eğitimi süresinde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöropsikoloji Laboratuvarı, Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikoz, Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi servislerinde, Okyanus Kolejlerinde ve Emlak Konut Ortaokulunda stajyer psikolog olarak gönüllü çalışmalarda bulunmuştur.
Stajyerlik dönemi boyunca Obsesif Kompulsif Bozukluk, Panik Atak Bozukluğu, Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Psikoz, Majör Depresif Bozukluk, Agorafobi, Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Komplike ve Ağır Yas, Öfke Kontrolü ve Majör Depresif Bozukluk, Özgül Fobiler konuları başta olmak üzere farklı alanda çalışarak deneyim edinmiştir. Gönüllü çalışmalarının yanı sıra çeşitli sosyal sorumluluk projelerinde de yer almıştır.
Okullarda, çeşitli seminerler vererek aileleri ve öğrencileri sınav kaygısı ve akran zorbalığıyla ilgili bilgilendirmiştir ve olumsuz düşüncelerin sınav motivasyonunun önüne geçmemesinde öğrencilere yol göstermiştir. Çeşitli sivil toplum kuruluşları, şirketler ve derneklerde motivasyon, stres, kaygı yönetimi hakkında çalışmalar yapmış eğitimler vermiştir.
Eğitim süreci devam ederken Bilişsel Davranışçı Terapi, Sorun Çözme Terapisi, Kabul Kararlılık Terapileri başta olmak üzere çeşitli workshop etkinliklerine katılmış, Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Ölüm ve Yas ve Aile ve Çiftler üzerine çeşitli eğitimler almıştır.

Psikolog kimdir?

Psikolog üniversitelerin Fen Edebiyat Fakültelerinin Psikoloji bölümlerini başarıyla tamamlayan kişilere denilmektedir. Birçok üniversitenin diplomalarında ”psikoloji mezunu” ibaresi bulunsa da Türkiye’de 4 yıllık psikoloji lisansını tamamlayıp mezun olan kişiler psikolog diye adlandırılmaktadır. Türkçede Ruh bilimci anlamına gelen psikolog kelimesi ilk defa Wilhelm Wundt tarafından kullanılmıştır. Psikoloji veya ruh bilimi, davranışı ve zihni inceleyen bir bilim dalıdır.

Gaziantep'te ücretsiz psikolog var mı?

Ücretsiz terapi hizmeti genellikle büyükşehir belediyelerinin açtığı Psikolojik Danışmanlık Merkezleri (isimleri değişebilir) bünyesinde, devlet hastanelerinde verilmektedir. Gitmek istediğiniz belediyenin veya ilin bağlı bulunduğu merkezlerden randevu alarak ücretsiz psikolog desteği alabilirsiniz.


Gaziantep Psikolog
Gaziantep Psikolog


Hizmetlerimiz



Bireysel Danışmanlık
Aile ve Çift Danışmanlığı
Çocuk ve Ergenler için Psikolojik Danışmanlık
Kurumsal Danışmanlık
Okul ve Öğrenci Danışmanlığı



Psikolog ayda kaç seans sürer?

Bu süre bizlere başvuran kişilere göre çok değişkendir. Ancak genel olarak 1-2 ay ve 3-4 seans gibi sürelerde belirgin farklılıklar gözlemlenmektedir. Travma sonrası gibi durumlar, danışanların % 50'sinin iyileşme hissetmesi için yaklaşık 15-20 seans sürebilir.

Psikolog ilk görüşmede ne sorar?

İlk seans, danışan ve uzmanın birbirlerini tanımaları için bir fırsattır. Psikolog, danışanın geçmiş yaşantısı, şikayetlerini, isteklerini, ilişkilerini ve danışmanlık hizmetinden beklentileri gibi konular hakkında sorular sorar.  Ancak cevap vermek istemediğiniz bir soru karşısında sessiz kalma hakkınızın her zaman olduğunu unutmayın. Bireyin kendisiyle ilgili özel bilgileri hiç tanımadığı birine anlatma fikri, ilk başta çoğu kişiye tuhaf gelebilir. Bu konuda tereddütlerinizin olması oldukça normaldir ve seanslara başlayan herkes çoğunlukla bu kuşkuları taşımaktadır. Psikoloğunuz sizi tanımaya çalışırken, siz de onun sizde uyandırdığı duygu ve farkındalıkları gözlemleyebilirsiniz. Bu duyguları psikoloğunuz ile paylaşmak, danışmanlık sürecine katkı sağlayacaktır. Çünkü katılacağınız seanslar günlük yaşamınızın küçük bir örneğidir. 


Psikolog secimi nasıl olmalı?

Danışmanlık desteğini alacağınız kişinin uzman olması gerekir. Hangi üniversiteden, hangi bölümden mezun olmuş ve ünvanı ne?u003cbru003eAldığı eğitimler var mı? Yalnızca bölümü bitirmiş bir kişinin psikolog koltuğunda oturması yetkin olduğunu göstermez.u003cbru003eUzmanlık alanları neler? Sizin ihtiyacınız olan alanda uzman mı? Çocuk, ergen, yetişkin, çift ve aile danışmanlığı alanlarından hangisi ya da hangilerinde uzmanlaşmış?u003cbru003ePsikoloğunuz ekonomik durumunuza uygun mu? Danışmanlık hizmeti uzun bir süreç olabilmektedir ve devamlılık gerektirir. Ekonomik şartları unutmamak gerekir.u003cbru003eDanışmanlık hizmeti telefonda başlar. Psikoloğunuzla ilk iletişiminizi nasıl buldunuz?u003cbru003eBilgi almak için aradığınızda danışmanlık süreci ile ilgili net bir bilgilendirme alabildiniz mi?


En çok Tavsiye edilen Psikolog



Daha önce yukarıda belirtilen ruhsal rahatsızlıklar Gaziantep psikolog sayesinde ilaç kullanmadan gerekli seans sayısı ile istenen sonuca ulaşılabilmektedir . Psikolog, birkaç seanstan sonra bireyin ne kadar süre ile hangi şartlar altında danışmanlık görmesi  gerektiğini danışanı ile paylaşmaktadır. Psikolojik rahatsızlıklar çok çeşitli sebeplerden ötürü meydana gelmektedir.



Genetik faktörler, çevresel faktörler ve içsel faktörler bir şeylerin tetiklenmesinde veya uyandırılmasında rol oynar. Gaziantep psikolog görüşmesi gerçekleştiren Psikolog Faruk Cesur, seanslar sayesinde rahatsızlığı tetikleyen ve besleyen sebepleri bularak ve çözümleyerek psikolojik rahatsızlığı azaltır veya tamamen ortadan kaldırır.



Gaziantep'te Psikolog Bul



Psikolojik destek alan bireyler rahatsızlıklardan tamamen kurtulamayabilir. Ancak psikolog sayesinde rahatsızlık verici, yaşam konforunu ciddi anlamda tehdit eden unsurlar ortadan  kaldırılarak tekrardan nüksetmemesi için psikolog ve danışan iş birliği ile çaba gösterilir. Keza ruhsal bozuklukların sonlanmasında en güçlü etken bireyin (danışanın) danışmanlık hizmeti almasındaki rızalık ve istekliliktir. Eğer kişi sorununun veya şikayetinin farkında ve bunların düzelmesini istiyorsa danışmanlık süreci çok daha iyi ilerleyecektir.



Ankara Psikolog


Psikolog desteği alan bireyler veya aileler birçok konuda yol kat ederler.



  • Bireyin yaşamına odaklanması


  • Aktivitelerden haz alınması


  • Elde edilen başarımlardan tatmin olması


  • Günlük rutinlere bağlı kalınması


  • Öz bakımını aksatmaması


  • İdealleri doğrultusunda motivasyonunun artması


  • Kaygılarının azalması



Psikolojik danışmanlığın avantajlarından bazılarıdır.



Ölüm ve kayıp, travmalar, fobiler ve kalıcı etki bırakan diğer tüm olayların bireyin yaşamının hangi evresinde yaşandığı oldukça önemli bir konudur. Birçok birey psikoloğa gittiği zaman çocukluğunun veya geçmişinin deşileceğini düşünür. Bu olgunun toplumda oluşmasının sebebi ise psikodinamik yaklaşımların söylentilerinin yayılmasıdır. Bu tarz söylentilerin henüz ortadan kalkmamasının sebebi ise klinik psikoloji biliminin ve danışmanlık alma konusunun kalıp düşüncelerden yeni kurtuluyor olmasıdır. Modern yöntemlerden birisi olan BDT ile çok daha yenilikçi yaklaşımlarla karşı karşıya kalmanız mümkündür.



Gaziantep psikolog danışmanlığı alınmadan önce bilinmesi gereken birçok husus bulunmaktadır. Herhangi bir ruhsal rahatsızlığı olduğunu düşünen bireyin internet ortamında, kendisinde barındığını düşündüğü davranış veya düşüncelerini aratarak kendine yakıştırma yapması oldukça yanlıştır. Çünkü psikolojik rahatsızlıkların tanımlanması ve ölçüt kriterleri oldukça değişkendir.



Örneğin depresyon belirtileri gösterdiğini düşünen bir birey gerçekten birebir belirtilere sahip olabilir ancak bu belirtilerin hangi zaman aralıklarında ve nasıl yaşandığı konusu oldukça önemlidir. Kış mevsiminde depresyon belirtileri yaşamak kişiler arasında oldukça yaygındır. Ancak bu belirtiler çevresel faktörler değiştiğinde hala haftalar veya aylar boyu sürüyorsa uzman bir psikolog veya psikiyatrist ile görüşmekte fayda vardır.



Psikoloji biliminin alt dallarından birisi olan klinik psikoloji sayesinde ergen danışmanlığı, aile ve çift danışmanlığı, bireysel danışmanlıklar almak mümkündür. Ancak Gaziantep psikolog hizmetleri arasında Cesur Danışmanlık sayesinde kurumsal psikolojik danışmanlık da bulunmaktadır. Yine psikoloji alt dallarından birisi olan endüstri psikolojisi sayesinde çalışma hayatına dair yapılan çalışmalar ile iş tatminini ve iş doyumunu artırmak mümkündür.



Çalışanlarına değer veren firmaların aslında firmanın kendisine de dolaylı yoldan değer verdiğini anlamak mümkündür. Çünkü çalışanların motivasyonlarını yüksek tutmak üretim gücünü de pozitif yönde etkileyecektir. Kurumsal danışmanlık almanın birçok avantajı bulunmaktadır. Gaziantep'te özel psikolog mevcuttur.



  • İş saatlerinin çalışanlar tarafından daha verimli kullanılması.


  • Çalışanlar beklenti ve düşüncelerinin önemsendiğini öğrenir.


  • Çalışanlara beklentilerine yönelik doğru ve yeterli geri dönütler verilir.


  • İş tatmini ve doyumu artan çalışan, işi daha fazla benimser.


  • Vakit ve nakit kaybını azaltmayı ön gören testler çalışanlara uygulanarak istatistiksel çıktılar elde edilir.



Gaziantep Psikolog


Gaziantep psikolog fiyatları ne kadar?

Gaziantep psikolog seans fiyatları 1000 TL ile 2000 TL arasında farklılık göstermektedir. 60 dakikalık seans süresi için merkezimizde uygulanan fiyatları öğrenmek için telefon numaramızdan bizimle iletişim kurabilirsiniz . Danışmanlık fiyatları bu biçimde belirlense bile asıl önemli olan hizmet alacağınız uzmanın deneyimi, eğitimi ve bu meslekteki başarılarıdır. Gaziantep psikolog fiyatları uygun olmakla birlikte yaşadığınız şehre bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Toplum ruh sağlığı merkezleri özel sektörde faaliyet gösteren bir psikoloğa göre daha uygun fiyatlarla danışmanlık hizmetleri sağlamaktadırlar. Fakat gerek görüşme süresinin kısalığı gerekse gün içerisinde yoğun bir talebin oluşmasından dolayı yeterli düzeyde ve kalitede hizmet almak zorlaşabilmektedir. Bu konu hakkında daha fazla çalışmanın yapılması ve ruh sağlığı merkezlerinin sayısının arttırılması elzemdir. Ancak bizler Gaziantep'te bulunan merkezimizde çalışan başta Gaziantep Psikolog Faruk CESUR ile birlikte danışanlarımızın problemlerine karşı nitelikli çalışmalar sürdürmekteyiz. Uygun fiyatlı seans ücretleri için bizleri arayabilirsiniz.


Yapılan araştırmalara bakıldığında Gaziantep psikologlardan geçmişte psikolojik destek alan insanların psikolojik destek almayan insanlara göre daha mutlu olduklarını gösteriyor. Bilimsel araştırmalar psikolojik destek alan kişilerin %50’si ciddi bir şekilde kendilerini iyi hissettiklerini, %75’inin de 6 ay sonra tamamen sorunlarından kurtulduğunu gösteriyor.  Bu kişilerin büyük bir kısmının büyük bir rahatlama ve geçmişe göre daha umutlu hissettiklerini ve hayattan zevk alma oranlarının yükseldiği tespit edilmiştir.



Gaziantep'te En İyi Psikolog



Gaziantep psikolog randevusu almak isterseniz eğer ekranın sol altında bulunan telefon numarasından bizi arayabilir veya sosyal medya kanallarımızdan bize ulaşıp seanslarız hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.



Çoğunlukla bu sürecin farmakoterapi ve danışmanlık ile birlikte yürütülmesi gerekir. Gaziantep psikologlar ve diğer şehirlerde bulunan psikologların ilaç yazma yetkisi bulunmaz ama size en uygun psikiyatriste sizleri yönlendirecektir. Eğitimli, tecrübeli sizi yargılamayacak kişiler olan psikologlar, danışanın sorunlarının üstesinden gelebilmesi için mevcut tüm kaynakları kullanılmasına yardımcı olmayı hedefleyecektir. Uygun Fiyat Kaliteli Hizmet



Yasal Uyarı !



www.farukcesur.com.tr adresinde yer alan bilgiler, psikoloğun yapacağı yüz yüze görüşmenin bir alternatifi değildir. Web sitemizde bulunan tüm içerikler web sitemize gelen ziyaretçileri bilgilendirmek amacı ile hazırlanmaktadır. Sitemizde yer alan tüm bilgiler (Blog Yazıları, makaleler, sayfalar), hiçbir zaman bir hekim tedavisinin ya da konsültasyonunun yerini almaz. Site içerisinde bulunan bilgiler tamamen bilgilendirme amaçlıdır.



Sitemizden yola çıkarak herhangi bir ilaç tedavisine başlanması ya da mevcut tedavinizin değiştirilmesi kesinlikle tavsiye edilmez ve önerilmez. Web site içeriğimiz kişisel teşhis ya da kişisel tedavi yönteminin seçimi için değerlendirilmemelidir. Bu bilgilendirme kesinlikle bir psikoloğun danışanıyla görüşmesi yerine geçmez. Bu sitedeki içerikler bilgilendirme amaçlı olup, tedavi yerine geçmez. Tanı ve müdahale ve destek için lütfen uzman desteğine başvurunuz. İntihar veya ölüm düşüncesi veya riskiniz varsa derhal 155 ve 112’yi arayınız. Sitede Türkiye Cumhuriyeti kanun içeriğine aykırı ilan ve reklam yapma kastı bulunmamaktadır.




https://www.farukcesur.com.tr/gaziantep-psikolog/?fsp_sid=1045

Çocukluk Dönemi Depresyonu: Nedenleri, Türleri ve İyileşme Süreci

Çocukluk dönemi, bir çocuğun hayatındaki en önemli ve savunmasız dönemlerden biridir. Bu dönemde yaşanan olumsuz deneyimler, çocuklarda çeşi...